21. Hukuk Dairesi 2014/14651 E. , 2015/11207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 28/07/2012 -16/11/2012 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 08/11/2012 tarihli işe giriş bildirgesi ile 30/11/2012 tarihli işyerinden ayrılış bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinden bu tarihler arasında geçen hizmetin davalı işyerince Kurum"a tam olarak bildirilmiş olduğu, davacının 08/11/2012 tarihi öncesinde davalı işyerinde geçen hizmetinin tespitini talep ettiği, davalı işyerinin 11/06/2012 ve 19/07/2012 tarihlerinden itibaren iki ayrı- sicil no lu dosya üzerinden ciğer, kokoreç, köfte satımı faaliyetinden dolayı Kanun kapsamına alınmış olduğu, 2012/7-11. aylarına ait davalı işyeri dönem bordrolarının getirtildiği, Kurum tarafından davalı işyerinde herhangi bir denetimin gerçekleştirilmediğinin Mahkemeye bildirilmiş olduğu ve yargılama esnasında davacı bordro tanıkları ile re"sen belirlenen bordrolu tanıkların dinlendiği, bordrolu tanıkların davacının sigortasız çalışmasının Kurum müfettişlerince tespit edilmesi sonrasında davalı işyerince Kurum"a bildirilmiş olduğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece bordrolu tanık beyanlarına göre davacının sigortasız çalışmasının Kurum"un müfettişlerince tespit edildiğinin belirtilmesi karşısında Kurum"un teftiş raporu ile rapora dayanak tutanak ve sair belgelerinin onaylı suretlerinin getirtilmeksizin, yine beyana göre davacının evlilik sonrası 10-15 gün izin kullandığının belirtilmesi karşısında davacının evlilik tarihinin araştırılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş, Kurum raporu ve var ise rapora dayanak tespit tutanaklarının onaylı suretlerini getirtmek, davacının evlilik tarihini tespit ederek toplanan tüm delilleri birarada değerlendirerek davacının davalı işyerinde geçtiği iddia olunan eylemli ve kesintisiz çalışmasının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde tesbit ederek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ......Şti."ne iadesine, 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.