12. Ceza Dairesi 2017/836 E. , 2019/12333 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm :1-Taksirle Yaralama suçundan; TCK"nın 89/1, 89/3 eb, 62/1, 52/1-4.maddelerine göre mahkumiyet
2-Trafik Güvenliğini tehlikeye sokma suçundan; beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraatine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılan vekili taralından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Olay günü saat 21.30 sıralarında, sanığın sevk ve idaresindeki kamyonet ile meskun mahal dışında, gece vakti, görüşün far ışığı alımda açık olduğu, iki yönlü asfalt kaplama yolda seyretmekte iken, olay mahalline geldiğinde önündeki aracı sollamak istediği sırada karşı yönden gelmekte olan sürücü katılan ... yönetimindeki motosiklet ile çarpışması sonucunda motosiklet sürücüsü kanlanın nitelikli şekilde yaralanması ile neticelenen olayda; oluşa ve dosya kapsamına uygun olan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 24/12/2012 tarihli ve İstanbul Teknik Üniversitesinin 30/10/2013 tarihli raporlarında, sanığın aracı ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermeyip, karşı yön yol bölümünün sollama yapılabilmesi için emniyetli olup olmadığını kontrol etmeden, önündeki aracı sollayarak motosiklet sürücüsünün önünü kapatmak suretiyle meydana gelen kazada, dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup olayda asli ve tam kusurlu olduğu anlaşılmış olup, tanıklar ... ve Yavuz Altıparmağın beyanlarına istinaden, sanığın tanık ...’nın sevk ve idaresindeki makam aracını solladıktan sonra, trafik açısından uzunca bir süre sayılabilecek kadar yaklaşık 20-30 saniye solladığı şeritten devamla ters istikametten seyrini sürdürdüğü, her ne kadar çarpma noktasının kesik çizgiler ile bölünmüş olan sollama yasağı bulunmayan bölüm üzerinde ise de, araçların sollama yaptıktan sonra solladığı araç ve "karşı istikametten gelen araç ile kendi aracının güvenliği bakımından uygun olan en kısa sürede kendi şeridine geçmesi gerekirken, kendi şeridine geçmeksizin ters istikametten uzunca bir süre trafik seyrini sürdürdüğü ve sollama yasağı olduğunu gösterir düz şerit çizgisine rağmen, önündeki aracı sollamak sureti ile kazaya neden olduğu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre sabit olan sanığın, eylemini bilinçli taksir ile işlediğinin kabulü ve hakkında TCK"nın 22/3. maddesinin uygulanması sureti ile temel cezada artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine karar verilmiş ise de; TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/2. maddesinde başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan "hüküm verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi yerine, bu suçtan beraatine karar verilmesi,
3-Vekaletnamesinde şikayetten vazgeçme yetkisi bulunan katılan vekilinin, hükümden sonra temyiz aşamasında, 01.12.2015 tarihli dilekçe ile maddi ve manevi tüm zararların karşılanması sebebiyle, sanık hakkındaki şikayetten vazgeçtikleri anlaşılmakla; CMK"nın 231. madde hükümleri uygulanması suretiyle, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayinininde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi, ,
4-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (f), (g) bentlerinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.