Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/5669 Esas 2019/12331 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5669
Karar No: 2019/12331
Karar Tarihi: 26.12.2019

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/5669 Esas 2019/12331 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2019/5669 E.  ,  2019/12331 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
    Hüküm : TCK"nın 179/3-2, 62/1, 53/1, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Olay tarihinde, sanığın sevk ve idaresindeki araç ile seyir halindeyken, trafik ekiplerinin yaptıkları kontrolde yapılan alkol muayenesinde 2,26 promil alkollü olduğunun tespit edildiği olayda;
    İddianamede sevk maddeleri arasında TCK"nın 179/2. maddesi gösterilmemiş ve sanığa bu madde hükmünün uygulanması öncesi ek savunma hakkı tanınmamış ise de; 02/10/2015 tarihli duruşmada sanığa okunan iddianame içeriğinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının oluştuğunun belirtildiği anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesine yönelik uygulama bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Sanık hakkında tekerrüre esas alınan, Eskişehir (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/11/2011 tarih ve 2011/648 Esas 2011/988 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetin, 5237 sayılı TCK"nın106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra, 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 106/1. maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 254. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri ilgili mahkemece yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanık hakkında bahsedilen ilam esas alınarak TCK"nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2-Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, uygulanan Kanun maddelerinin eksik gösterilmesi suretiyle, CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
    3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA 26/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.