11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1643 Karar No: 2017/3734 Karar Tarihi: 14.06.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/1643 Esas 2017/3734 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2016/1643 E. , 2017/3734 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/02/2015 tarih ve 2014/506-2015/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı bankadan kredi kullandığını, kredi kullanımı sırasında davalı banka tarafından davacıdan masraf, komisyon vb adı altında kesinti yapıldığını, bu kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kullandığı kredilerin tüketici kredisi olmayıp ticari krediler olduğu bu nedenle davacıya iadesi gereken bir masraf bulunmadığı ve davacının davasını yasal delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava; davacı ile banka arasında akdedilmiş olan kredi sözleşmeleri nedeniyle bankanın yapmış olduğu toplam 3.000 TL kesintinin iadesine ilişkindir. Davacının kredi işlemlerinin şahsi ihtiyaç dışında mesleki amaçla gerçekleştirildiği bu haliyle 6502 sayılı Tüketici Kanunu kapsamında tüketici işlemi sayılamayacağı hususu davacının esnaf olduğuna ilişkin açıklaması itibarıyla mahkemenin de kabulünde olduğu bu itibarla da uyuşmazlığın ticari dava olmasına karşın, tüketici mahkemesi sıfatıyla görüşülerek sonuçlandırılması doğru görülmediğinden kararın re"sen bozulması gerekmiştir. 2-Kabule göre de, davacı muhtelif tarihlerde kullandığı kredi sözleşmeleri nedeniyle davalı tarafça uygulanan kesintilerin haksız olduğunu ileri sürdüğüne göre, bu hususta öncelikle kredi sözleşmelerinin gerçekleştirildiği tarihteki Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınmak suretiyle emsal finans kuruluşlarının uyguladıkları kesinti miktar ve oranları araştırılıp bu hususta gerektiğinde bilir kişi görüşüne de başvurularak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.