17. Hukuk Dairesi 2015/16698 E. , 2018/9884 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı ...Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 07/04/2007 tarihinde davalı şirkete trafik poliçesi ile sigortalı ..idaresindeki .. plakalı aracın davacının idaresindeki araca çarpması neticesinde davacının yaralandığını, karşı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davacının kaza sonrası eski sağlığına kavuşamadığını, şimdilik 5.000,00-TL sürekli maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; .. plakalı aracın davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava açılmasına sebebiyet verilmediğini, teminat limiti ile sınırlı sorumluluğu bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 148.474,03-TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, trafik kazası sonucu yaralanması nedeni ile maluliyete uğradığını ileri sürmüş, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporundaki %47 maluliyet oranına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda yargılama sırasında davacının maluliyet oranları ile ilgili alınan A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 02.05.2014 tarihli maluliyet raporunda davacının kaza sebebiyle vücut genel çalışma gücü kaybının %8,3 oranında olduğu, yine A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 30.03.2015 tarihli ek maluliyet raporunda davacının kaza sebebiyle vücut genel çalışma gücü kaybının %47 oranında olduğu bildirilmiştir. Her iki rapor arasında açıkça ve büyük oranda bir çelişki bulunmakta olup, ayrıca her iki raporda da maluliyet oranlarının tespitinde Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nün esas alındığı görülmüştür.
Yapılacak iş, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Yargılama sırasında alınan ve kusur oranında ilama esas olan Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 08.11.2013 tarihli raporunda, davacının kasksız vaziyette yola çıkması ve hatalı doğrultu değiştirmesinden dolayı %15 kusurlu olduğu kabul edilmiş ve kusur oranına göre de hesaplanan tazminat hüküm altına alınmıştır. Davacının kazada kafa travması geçirdiği de dikkate alındığında, kask takmaksızın yolculuk yapmasından dolayı dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekmektedir. Ancak mahkemede alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 08.11.2013 tarihli raporunda davacıya verilen %15"lik kusurun ne kadarının hatalı doğrultu değiştirmekten ne kadarının da kask takmamaktan kaynaklandığının ek rapor alınarak sonuca göre %20 müterafik kusur indirimine denk gelecek şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 31/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.