MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-)Türk Ticaret Kanununun 688/5. (6102 sayılı TTK"nun 776/1-e) maddesindeki, bono veya emre muharrer senette “kime veya kimin emrine ödenecekse onun ad ve soyadını” içermesi gerektiğine dair emredici hükme göre bononun, kambiyo senedi niteliğini haiz olabilmesi için gerçek veya tüzel kişi olan lehtarın açıkça gösterilmesi gerektiği cihetle, suça konu senetlerin lehtar kısmında ...” ibarelerinden başka her hangi bir gerçek kişi ad ve soyadının ya da bir şirket ünvanının yazılmamış olması karşısında, senetlerde alacaklı olarak görünen ....”in tüzel kişi olup olmadığı araştırıldıktan sonra, sonucuna göre tüzel kişiliğinin bulunmaması halinde, suça konu senetler bono olarak kabul edilemeyeceğinden özel belge olarak kabul edilerek zincirleme şekilde işlenmiş özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile senetlerin TTK.nun 688/5. maddesine uygun olarak düzenlenmiş bir kambiyo senedi vasfında olup olmadığı saptanmadan resmi belge olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı,
2-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.