21. Hukuk Dairesi 2015/6337 E. , 2015/11166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı ile davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 26.02.2000 - 23.04.2006 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 25.01.2003 - 23.04.2006 tarihlerinde davacının hizmet aktine bağlı olarak davalıya ait işyerinde sürekli çalıştığının tespitine, 26.02.2000 - 24.01.2003 tarihleri arasındaki talebin hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile yanlış değerlendirme sonucu gidilmiştir.
Uyuşmazlık; davada hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği ve davacının çalışmalarının usulüne uygun şekilde araştırılıp araştırılamadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalıştırılanlar, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3. maddesinde belirtilen istisnalardan olmamak kaydıyla, 2. maddede öngörülen koşulların varlığı halinde kendiliğinden sigortalı sayılırlar.
Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağına ilişkin norm, sigortalının kayıt altına alınabilmesi ile sonuç doğurur.
Bildirimsiz geçen çalışmaların tespitine ilişkin dava koşulları 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79/10. maddesinde tanımlanmıştır. Bunlar; 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılma, yönetmelikte tespit edilen belgelerinin Kuruma verilmemiş ya da çalışmaların Kurumca saptanamamış olması ile anılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması şeklinde sıralanabilir.
Sigortalı, bildirimsiz kalan çalışmalarının tespitini hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı, hizmetin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl (20.06.1987 tarihinde on yıla çıkarılmıştı. Ancak 01.06.1994 tarihinde tekrar beş yıla indirildi.) içerisinde isteyebilir. Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vd. şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenecektir.
Somut olayda; davalı işyerinin 01.09.1994 tarihinde Kanun kapsamına alındığı, davalı işverence, davacı adına işe giriş bildirgesinin verilmediği, davacının davalı işverene ait işyerinden hiç çalışmasının bildirilmediği, bir kısım tanıkların davacının çalışmasının mevsimlik olduğunu beyan etmelerine karşın, bir kısım tanıkların çalışmaların sürekli olduğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda; davacının çalışmalarının 26.02.2000 - 23.04.2006 tarihleri arasında kesintisiz (çalışmanın düzenli bir şekilde mevsimlik olduğunun anlaşılması halinde dahi kesintiden söz edilemez.) olduğunun iddia olunması ve davanın 25.01.2008 tarihinde açılması karşısında hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemez. O halde Mahkemenin, 26.02.2000 - 24.01.2003 tarihleri arasındaki talebin hak düşürücü süre yönünden reddine şeklindeki hükmü hatalı olmuştur.
Öte yandan davacının çalışmalarının mevsimlik mi yoksa sürekli mi olduğu hususunda yeterli araştırma yapılmadan sürekli çalışma olduğu şeklindeki kabul de hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının çalışmalarının 26.02.2000 - 23.04.2006 tarihleri arasında olmasına göre hak düşürücü sürenin geçmeyeceğini kabul ederek davacının çalışmalarının mevsimlik olup olmadığını araştırmak, bu kapsamda yeniden tanık dinlemek, ilgili odadan ve aynı işi yapan işyerlerinden görüş almak, çalışmanın olmadığı iddia olunan dönemlerde bildirim olup olmadığını işyeri kayıtlarını ve vergi kayıtlarını inceleyerek tespit etmek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ile davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.