Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1472
Karar No: 2017/7632
Karar Tarihi: 17.10.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1472 Esas 2017/7632 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/1472 E.  ,  2017/7632 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.09.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, davalıların taşınmazına diktiği söğüt ağacının kök ve dallarının taşınmazında ekili bulunan yonca bitkisine zarar verdiğini ilerek sürerek ağaçların kal"ini ve zararın tazminini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalıların taşınmazındaki ağaçların kökleri ile birlikte kesilerek kaldırılmasına, 279,00 TL zararın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 22.09.2014 tarih ve 2014/6235-10260 E.K. sayılı ilamı ile mahkemece fen bilirkişisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılması davalı ..."nun itirazlarını karşılayacak şekilde rapor düzenlettirilmesi, bilirkişi raporlarında davacının taşınmazına bir elatma bulunup bulunmadığı, bu elatmanın katlanılabilir sınırlar içerisinde mi kaldığı, yoksa taşkın kullanmanın mı söz konusu olduğunun tüm detayları ile açıklanması, taraflar arasındaki zorunlu çıkar çatışmalarını denkleştirecek en adil çözüm yolu veya yollarının gerekçeli olarak gösterilmesi, davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlemlerin belirtilmesi, taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği, ayrıca mevcut ise davacının gerçek zararının tespit edilmesi gerektiği belirterek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kabulü ile davalıların taşınmazındaki ağaçların kökleri ile birlikte kesilerek kaldırılmasına, 279,00 TL zararın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
    TMK m. 683"deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Taşınmaz malikinin katlanma yükümlülüğü tamamen mülkiyetin içeriğinden doğmaktadır. Mülkiyet hakkı, buna bağlı yetkilerin yanında, söz konusu ödevlerle birlikte bir bütündür. Anayasanın 35. maddesinde de mülkiyet hakkının kamu yararına sınırlandırılabileceği ve mülkiyet hakkının toplum yararına aykırı kullanılamayacağı öngörülmüştür.
    Mahkemece yapılacak araştırmalarda, somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
    Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
    Bunun için, mahkemenin öncelikle yapılacağı keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçeceği bilirkişileri hazır bulundurmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ise de bozmanın gerekleri yerine getirilememiştir.
    Bozma kararında belirtildiği üzere, üç kişiden oluşan uzman bilirkişi marifetiyle, davalının ağaçlarının budanması halinde davacının zararının engellenip engellenemeyeceği; bunun yanı sıra başkaca önlemlerle davacının tarlasındaki ürünün zarar görmesine engel olunup olunamayacağı hususunun açıkça tespiti gerekir.
    Öte yandan; bilirkişilerce 24.04.2015 tarihli keşif sırasında ağaçların budanmış olduğu tespiti yapılmasına rağmen söğüt ağacının yeniden sürgün vereceği ve ileride muhtemel zarara neden olacağı gerekçesiyle geleceğe yönelik karar verilmesi de doğru değildir.
    Mahkemece, yukarıda değinilen hususların açıklığa kavuşturulması için üç kişilik bilirkişi marifetiyle yerinde keşif yapılarak uyuşmazlığın çözülmesi için alınması gerekli önlemlerin belirlenmesinden ve ondan sonra karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’nun temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi