Görevi yaptırmamak için direnme - hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/483 Esas 2018/4320 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/483
Karar No: 2018/4320
Karar Tarihi: 27.03.2018

Görevi yaptırmamak için direnme - hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/483 Esas 2018/4320 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından yargılandığı davada, görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet, hakaret suçundan ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkeme, görevi yaptırmamak için direnmeye ilişkin olarak sanığın suçu işlediği, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı ve vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı sonucuna varmıştır. Hakaret suçu içinse somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylemin bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olması gerektiği belirtilmiştir. İnceleme konusu somut olayda, sanıkların birbirlerine sarfettikleri kaba hitapların hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığı sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu - TCK 265, Hakaret Suçu - TCK 125.
18. Ceza Dairesi         2018/483 E.  ,  2018/4320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı

    KARAR
    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ile gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
    1-Sanık ..."ya yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
    Anlaşıldığından, sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    2-Sanıklar hakkında hakaret suçundan kurulan hükümlerin temyizine gelince;
    Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
    Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
    İnceleme konusu somut olayda da, sanıkların birbirlerine karşılıklı olarak sarf ettikleri,“lan” sözünün, nezaket dışı kaba hitap tarzı olup, sövme, somut bir fiil ya da olgu isnadı olarak kabul edilemeyeceği, onur, şeref ve saygınlıklarını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurları oluşmadığından, sanıkların beraati yerine yazılı biçimde hükümler kurulması,
    Kanuna aykırı ve katılan sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.