Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2010/1-279
Karar No: 2010/306
Karar Tarihi: 09.06.2010

Ecrimisil - Elatmanın Önlenmesi - Müşterek Mülkiyet Hükümleri - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/1-279 Esas 2010/306 Karar Sayılı İlamı

 

 

Hukuk Genel Kurulu 2010/1-279 E., 2010/306 K.

Hukuk Genel Kurulu 2010/1-279 E., 2010/306 K.

  • ECRİMİSİL
  • ELATMANIN ÖNLENMESİ
  • MÜŞTEREK MÜLKİYET HÜKÜMLERİ

 

  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 706 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 213 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tuzla Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10.04.2008 gün ve 2007/278 E- 2008/251 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 26.11.2008 gün ve 2008/10015-12333 sayılı ilamı ile;

(...Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Getirtilen kayıtlardan, dava konusu 6541 ada 1 sayılı parselin 66/2400 payının davacı, 16/2400 payının ise davalı adlarına kayıtlı olduğu, taşınmazda dava dışı pek çok paydaşın daha bulunduğu görülmektedir.

Davacı, taşınmazdaki çekişmeli dükkanın kendi payına isabet ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.

Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

Bunun yanında, yurdumuzda sosyal ve ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir.

Diğer taraftan, M.K.nun 706, B.K.nun 213, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması "ahde vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde pek çok kimse zarar görecek, toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.

O halde, paydaşlar arasındaki el atmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa, uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.

Somut olayda, yukarıda değinilen ilkelere göre bir soruşturma gerçekleştirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.

Hal böyle olunca, açıklanan ilkeler ışığında yeniden keşif yapılarak tüm paydaşları bağlayan harici taksim ya da fiili paylaşım biçimi bulunup bulunmadığının araştırılması, böyle bir taksim veya paylaşım biçimi bulunduğu takdirde çekişmeli dükkanın kimin payına özgülendiğinin açıklığa kavuşturulması, aksi halde paylı mülkiyet hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir…

…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava; paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

Mahkemenin; "davalının kullanımının haklı nedene dayanmadığı" gerekçesiyle "davanın kabulüne" dair verdiği karar, Özel Daire"ce "…

… tüm paydaşları bağlayan harici taksim ya da fiili paylaşım biçimi bulunup bulunmadığının araştırılması, böyle bir taksim veya paylaşım biçimi bulunduğu takdirde çekişmeli dükkanın kimin payına özgülendiğinin açıklığa kavuşturulması, aksi halde paylı mülkiyet hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi gereğine" işaretle bozulmuştur.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, bir ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

Ön sorunun konusunu oluşturan olgu şudur: Bozmadan sonraki 14.10.2009 günlü oturumda Yerel Mahkeme, "Giptaş A.Ş"ne müzekkere yazılarak dava konusu parselde davalıya her hangi bir dükkân tahsis edilip edilmediği, bu parselde kaç hissesi olana dükkân tahsis edildiği, dükkân tahsislerinin neye göre yapıldığı hususlarının sorularak davacı ve davalıya dükkân tahsisi ile ilgili evrakların tasdikli suretlerinin istenilmesine" şeklinde ara kararı vermiş; bu ara kararı doğrultusunda Giptaş Gıda İnşaat Petrol ve Tekstil Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş"nce, davalıya dükkân tahsis edilmediği, taşınmaz üzerinde inşa edilen sanayi sitesi inşaatı tamamlandıktan hissesini satın aldığı, kendisine zemin kattan bir bağımsız bölüm tahsis edilebilmesi için tapuda kayıtlı hissenin yeterli olmadığı, bildirilmiştir.

Yerel Mahkemece, bozmadan sonra Giptaş Gıda İnşaat Petrol ve Tekstil Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş"nden alınan cevabi yazıdaki bu açıklamalar benimsenmek suretiyle, temyize konu karar verilmiştir.

Açıklanan bu duruma göre, 30.12.2009 günlü Yerel Mahkeme kararı, gerçekte Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429/3. maddesi anlamında bir direnme kararı değil; bozmadan sonra yeniden yapılan araştırma sonucunda oluşturulmuş, yeni bir hüküm niteliğindedir.

O nedenle, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, mahkemece tesis edilen yeni hükmün temyizen incelenmesi için dosyanın 1. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, 09.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi