14. Hukuk Dairesi 2017/3611 E. , 2017/7625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 29.01.2010 gününde verilen ...çe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 05.04.2012 tarih, 2012/2136 Esas, 2012/5472 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz ...çesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, ... ilçesi ... Mahallesi 400 parseldeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar vermiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
l)Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı,taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir.
Paydaşlığın giderilmesi davasını ortaklardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. Davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlanmalıdır. Bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu edilen 400 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ... ölüdür. Davacı ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 11.11.2005 tarih 2005/ 1164 esas 2005/1299 Karar sayılı mirasçılık belgesine dayanarak taşınmazda 5/12 pay sahibi ... oğlu ..."ın mirasçılarından olduğunu iddia ederek bu mirasçılık belgesine göre tespit edilen diğer mirasçıları ve sağ olan tapu paydaşlarını davalı olarak göstererek ortaklığın giderilmesini istemiştir. Yargılamada taraf teşkili bu mirasçılık belgesine göre sağlanmıştır.
Ancak, bir kısım davalılar vekili tarafından 15.11.2011 tarihli oturumda miras bırakan ..."a ait olduğu iddiasıyla ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 7.5.2011 tarih ve 2001/9-129 E.K sayılı, aynı mahkemenin 1994/136 Esas 120 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin ve yine ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 4.11.1994 tarih ve 1994/154-326 E.K sayılı, aynı mahkemenin 1994/136 Esas 120 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin ilamını ibraz etmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05.04.2012 tarih, 2012/2136 Esas 2012/5472 Karar sayılı bozma ilamına uyularak davacıya mirasçılık belgelerindeki çelişkinin giderilmesi için süre verilmesi üzerine davacı tarafından dosyaya sunulan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1299 Esas, 2013/823 Karar sayılı hükmü ile ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 11.11.2005 tarih 2005/ 1164 Esas 2005/1299 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline karar verilerek yeni bir mirasçılık belgesi düzenlenmiştir.
Ancak, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1299 Esas, 2013/823 Karar sayılı mirasçılık belgesinde, ... ..., ...,..., ... mirasçı olarak yer almasına karşın dosya içerisindeki ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 7.5.2011 tarih ve 2001/9-129 E.K sayılı, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 4.11.1994 tarih ve 1994/154-326 E.K sayılı mirasçılık belgelerinde adı geçen mirasçılar yer almamaktadır.
Bu durumda dosya içerisinde miras bırakan Musa"ya ait olduğu iddia edilen üç adet mirasçılık belgesi bulunmaktadır. Mirasçılık belgelerindeki mirasçılar ve paylar birbirinden farklıdır. Mirasçılık belgelerindeki çelişkiler giderilmeden ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2) Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (% ) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; davalılar vekilinin zeytin ağaçları yönünden muhdesatın aidiyeti iddiasında bulunduğu ancak bu savunmaları değerlendirilmeksizin karar verildiği anlaşılmıştır. Davalılar vekilinin muhdesat iddiası karşısında yukarıda belirtilen aşamalar izlenerek bir karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.