Esas No: 2016/15580
Karar No: 2017/7621
Karar Tarihi: 17.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15580 Esas 2017/7621 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.06.2012 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.10.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı SASKİ Genel Müdürlüğü vekilleri Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava suya vaki müdahalenin meni ve tazminat talebidir.
Davacı ...Mahallesi, Fabrika Mevkiinde 4000 m2"lik taşınmaz içerisinde bulunan yeraltı kaynak suyun ticari faaliyete konu edilerek "... Su" markası ile satıldığını, yeraltı kaynak sularının devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, bu tür suların ticari amaçlı kullanımı için 167 sayılı Kanun gereğince ilgili idareden kiralama yapılması gerektiğini belirterek, suya vaki müdahalenin meni ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 05.07.2007 tarihinden itibaren dava tarihine kadar 10.000 TL"lik ecrimisil isteminde bulunmuş, 09.02.2016 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek 1.575.719,00 TL ecrimisil isteminde bulunmuştur.
Davalı, dava konusu suyun kendisine ait taşınmazdan çıktığını, kaynak suyu olduğunu, kaynak suyun arazinin bütünleyici parçası olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. 22.02.2016 tarihli dilekçesi ile davacının ıslah talebine karşı zamanaşımı def"inde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne 612.812,62 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacı SASKİ"ye verilmesini, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının dava konusu... Mahallesi, Fabrika Mevkiinde, 4000 m2 sahip araziden çıkan dava konusu suya vaki müdahalesinin menine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin suya elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Yasalarda def"i, davalının yerine getirmesi gereken bir edimi, özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınması olanağı sağlayan bir hak olarak tanımlanmaktadır. Bunlardan birisi olan zamanaşımı savunması (def"i), süresinde ve yöntemine uygun biçimde ileri sürüldüğünde işin esasının incelenmesine geçilmez ve bu savunma, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 142, 163 ve 164. maddeleri gereğince ön sorun (hadise) biçiminde incelenip karara bağlanır.
Dosya içeriğinden: ıslah dilekçesinin davalıya 19.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 22.02.2016 tarihinde süresinde olacak şekilde ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde mahkemece, davalı yanın zamanaşımı savunması konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden davalının davacının ıslah dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def""i konusunda bir karar verilmeksizin işin esası hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine yine 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.