
Esas No: 2010/19-251
Karar No: 2010/301
Karar Tarihi: 02.06.2010
Bankanın Sorumlu Olduğu Miktar - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/19-251 Esas 2010/301 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı banka, çeklerin zamanaşımına uğradığını belirterek, İtirazın iptali davasının reddedilmesi ve tazminat kararı verilmesini talep etti. Ancak mahkeme, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 10. maddesi uyarınca, karşılıksız çıkan her çek yaprağından dolayı muhatap bankanın belirlenen miktarlarda sorumlu olduğunu kabul ederek, davayı kısmen kabul etti. Tarafların temyiz başvurusu üzerine Hukuk Genel Kurulu, önceki kararın bozularak yerinde bir görüşme yapılması gerektiğine karar verdi. Kanun maddelerine göre, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde yapılan değişiklikle, çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğünün 10. maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlı olduğu belirtilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu 2010/19-251 E., 2010/301 K.
Hukuk Genel Kurulu 2010/19-251 E., 2010/301 K.
- BANKANIN SORUMLU OLDUĞU MİKTAR
- 3167 S. ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİN... [ Madde 10 ]
- 3167 S. ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİN... [ Madde 4 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "İtirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.09.2008 gün ve 2008/1186 E.- 1801 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 22.10.2009 gün ve 2009/396 E.- 9777 K. sayılı ilamı ile;
("…
…Davacı vekili, müvekkilinin 3167 sayılı Kanunun 10.maddesi uyarınca muhatap bankanın sorumluluğu uyarınca karşılıksız kalan (9) çek nedeni ile davalı banka aleyhinde takibe geçtiğini, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın 3167 sayılı Kanunun 10.maddesi uyarınca sorumluluğunun oluşmadığını, çeklerin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 3167 sayılı Kanunun 10.maddesi uyarınca, süresinde ibraz edilip karşılıksız çıkan her çek yaprağından dolayı muhatap bankanın yasada öngörülen miktarlarda sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacının tazminat isteğinin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanununun 4.maddesinde 4814 sayılı Kanun ile 26.02.2003 tarihinde yapılan değişiklikle çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğünün 10.maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlı olduğu 10.maddede belirlenen miktar dahil olmak üzere kısmi ödeme halinde çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisinin ücretsiz olarak hamiline verileceği, çek hamilinin bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyeceği ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabileceği mahkemece veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslının bu mercilere gönderileceği hükme bağlanmıştır.
O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde çek asıllarının bankaya bırakılarak kısmi ödemenin talep edilmesi halinde bankanın ödeme yükümlülüğünün bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde davanın kabulünde isabet görülmemiştir...")
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K."nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 02.06.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.