11. Hukuk Dairesi 2016/5451 E. , 2017/3703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/10/2015 tarih ve 2013/117-2015/384 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı banka şubesi arasında 700.000,00 TL bedelli, 650.000,00 TL bedelli ve 120.000,00 TL bedelli Ticari Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, bahsi geçen kredilerin tamamının 08.03.2013 tarihinde “Erken Ödeme” şeklinde kapatıldığını, bu kapamalar esnasında davalı banka yetkilileri tarafından komisyon ve maliyet hesabı adı altında kendilerinden bir miktar fazla para tahsil edildiğini, müvekkili şirket yetkilisince davalı bankadan fazla alınan bu miktar için bir açıklama yapılması istendiğini, davalı banka tarafından tarihsiz olarak düzenlenerek müvekkiline iletilen cevabi yazıda üç farklı kredi için 7.112,70 TL, 64.006,90 TL ve 8.930,25 TL"nin komisyon ve Hazine Maliyeti olarak tahsil edildiği bildirilmişse de tahsili yapılan paranın ne kadarının komisyon ne kadarının hazine maliyeti olduğunu, bu hesapların neye göre yapıldığını ve dayanağının belirtilmediğini, sözleşme incelendiğinde herhangi bir komisyon oranından bahsedilmediğini, erken kapama olur ise bir miktar cezai şartın alınacağından söz edildiğini ancak ne kadar olacağından ya da neye göre hesaplanacağından bahsedilmediğini, davalı bankanın kötü niyetli olarak müvekkili şirketin erken kapama talebini ret tehdidi ile müvekkilinden davaya konu fazla meblağın tahsili yoluna gittiğini belirterek, davanın kabulü ile davalı banka tarafından haksız ve kanuna aykırı olarak müvekkili şirketten tahsil edilen, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 30.000.00 TL"nin, olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi ile talep miktarı 58.552,18 TL"ye çıkarılmış, artırım miktarı üzerinden ıslah harcı yatırılmıştır.
Davalı vekili, kullanılan kredilerin ne zaman ve hangi oranda erken ödeme komisyonu tahsil edilerek kapatıldığının belli olduğunu, erken kapama komisyonu oranlarının taraflar arasında serbestçe belirlendiği, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde de erken ödeme komisyonunun belirlendiğini, Anayasa"da sözleşme serbestiyeti ilkesinin kabul edildiğini, bu ilkeye getirilen sınırlamaların ise kanunla belirlendiğini, davaya konu olayda bu sınırlamalardan hiçbirinin olmadığını, müvekkili banka tarafından hesaplanan erken kapama ücretinin fahiş olmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece, davalı taraf her ne kadar söz konusu “erken ödeme komisyonu” nun taraflar arasında imzalanan sözleşmede karar altına alındığını savunmuş ise de, sözleşmenin incelenmesinden konuyu düzenleyen 34.9. maddede komisyon miktarı için belli bir oranın belirtilmemiş olduğu, gelecekteki belirsiz veriler üzerinden hesaplamanın yapılacağının düzenleme altına alındığının görüldüğü, Yargıtay emsal içtihatlarının da davaya konu somut olayda uygulama yeri olduğu sonucuna varmakla davanın kabulü ile 58.552,18 TL"nin temerrüt tarihi olan 08/03/2013 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava; ticari kredi sözleşmeleri gereğince erken kapama ücreti olarak tahsil edilen haksız kesintinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda özetlendiği gibi taraflar arasında imzalanan sözleşmede erken ödeme konusunu düzenleyen 34.9. maddede komisyon miktarı için belli bir oranın belirtilmediği, gelecekteki belirsiz veriler üzerinden hesaplamanın yapılacağının düzenleme altına alındığının görüldüğü ve bu sebeple emsal banka uygulamaları dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davacıya ait kredi sözleşmesinin 43.9. maddesinde erken ödeme komisyonunun hesaplama şekli açıkça ifade edilmiştir. Maddede yer alan hesaplama şekline göre bilirkişi raporu aldırılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.