15. Ceza Dairesi 2017/6624 E. , 2019/9408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1)Türk Telekominikasyon A.Ş."ye yönelik dolandırıcılık suçundan; Beraat,
2)Özel belgede sahtecilik suçundan; TCK"nun 207/1, 53 maddaleri gereğince mahkumiyet
3)..."a yönelik dolandırıcılık suçundan; TCK"nun 157/1, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
4)..."e yönelik dolandırıcılık suçundan; TCK"nun 157/1, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
5)..."a yönelik dolandırıcılık suçundan; TCK"nun 157/1, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
6)..."a yönelik dolandırıcılık suçundan; TCK"nun 157/1, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
7)..."a yönelik dolandırıcılık suçundan; TCK"nun 157/1, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan katılanlar ..., ..., ..., ..., ..."a yönelik ve özel belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından; Türk Telekominikasyon A.Ş" ye yönelik dolandırıcılık suçundan beraat hükmü katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Müşteki ..."ün sanığın verdiği gazete ilanını görerek sanık ile irtibat kurduğu, akabinde sanık ile yüz yüze gelerek 6000 TL verdiği olayda; eylemin TCK"nın 157/1 maddesinde tanımlanan basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı anlaşıldığından TCK 158/1-g maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususunda bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Müşteki Türk Telekominikasyon A.Ş. vekilinin katılma talebi, 08/05/2013 tarihli celsede "Suçtan zarar gören konumunda olmadığı ve yetersiz işlem ile hat bağlantısı yapıldığı anlaşılmakla" şeklindeki gerekçe ile reddine karar verilmiş ise de, katılanlardan ..."a ait kimlik belgesi kullanılmak suretiyle şikayetçi şirketten açtırılan sahte hat ile görüşmeler yapıldığının iddia olunması karşısında, Türk Telekominikasyon A.Ş"nin suçtan zarar gördüğü, 5271 sayılı CMK"nun 260/1 maddesi gereğince hükmü temyize hakkı bulunduğu anlaşılmakla katılma talebinin anılan yasanın 237/2 maddesi gereğince kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu” şeklindeki kararları uyarınca başka suçtan cezaevinde bulunan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan sanığın kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 196. maddesine aykırı davranılması, Kabule göre de;
1-Katılanlar ..., ... ve ..."ın birlikte iken sanıkla yaptıkları görüşme sonucu istenilen tutarı verdiklerinin anlaşılması karşısında bu katılanlara yönelik ayrı ayrı dolandırıcılık suçlarının değil, zincirleme olarak bir tek dolandırıcılık suçunun oluşacağı gözetilmeden, yazılı şekilde üç kez dolandırıcılık suçundan cezaya hükmolunması, ayrıca sanığın yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
2-Türk Telekominikasyon A.Ş"ye yönelik dolandırıcılık suçu yönünden, sanığın, katılanlardan ..."a ait kimlik belgesini kullanmak suretiyle şikayetçi Türk ... A.Ş."den açtırılan sahte hat ile görüşmeler yaparak menfaat temin ettiği anlaşılmasına rağmen, gerekçesi gösterilmeden, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
3-Özel belgede sahtecilik suçu açısından, hüküm tarihinden sonra hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun"un 104 ve 105 . maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. Fıkrasındaki "gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
4-Sanığın katılanlar ... ve ..."a yönelik yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan Türk Telekominikasyon A.Ş. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 03/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.