Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/323
Karar No: 2020/227

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/323 Esas 2020/227 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/323 E.  ,  2020/227 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazın kendisine babasından intikal ettiğini, eklemeli zilyetliğinin 40-50 yılı aştığını belirterek Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulü ile 09.03.2011 tarihli rapor ve eki krokide (A) harfi ile gösterilen 16.562, 60 m² miktarındaki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/01/2014 gün ve 2013/9315 E. - 2014/1023 K. karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar - ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi"" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, .... ili, ...... İlçesi, ..... mahallesinde bulunan 01/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen "13.419,94 m²"lik taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiş hüküm davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 28.03.1986 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1982 yılında kesinleşmiş, dava tarihi ile arasında 20 yıl geçmiştir.
    1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davacı ..."ın temyize konu ettiği fen bilirkişinin 01.04.2016 tarihli rapor ve ekindeki krokisinde (B) harfi ile gösterilen 3142,68 m² yüzölçümündeki taşınmazın taşlık ve kayalık vasfında, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu anlaşılmakla bu kısım yönünden davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
    2) Davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden; mahkemece 01/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen "13.419,94 m²"lik taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyleki; bölgede 1986 yılında orman tahdit çalışması yapıldığı halde bu çalışmaya ilişkin bilgi belgeler dosya arasına alınmamış, taşınmazın tahdide göre durumu net olarak belirlenmemiştir. Hükme dayanak yapılan ziraat ve orman bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın eğiminden bahsedilmiş ise de eğimin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediği açıklanmamış, taşınmazın niteliğinin saptanması bakımından taşınmazın bulunduğu yeri kapsar en eski tarihli ve dava tarihinden 15- 20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler getirtilerek keşifte usulünce uygulanmamış ve raporlar denetime elverişli olmadığından taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı ve gerçek kişi lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur. Bölgede imar çalışmaları yapıldığı ve dava konusu taşınmazın da bu imar çalışmalarından etkilendiği kısmen park alanı ve yolda kaldığından bahsedildiği halde imar çalışmasına ilişkin bilgi ve belgeler dosya arasına alınmamış ve imar tarihinden önce 20 yıllık zilyetlikle kazanma süresi ve koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmediği gibi zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu belirlendiği kabul edilse dahi park ve yol olarak ayrılan kısımlar hakkında tescil hükmü kurulamayacağı, bu kısımlar hakkında ancak davacı lehine tespit kararı verileceği hususlarıda değerlendirilmemiştir.
    O halde, mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm orman kadastro çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri dosya içine alınmalı; dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyaları ile kadastro çalışma paftası dosya içine alınmalı; çekişmeli taşınmazı kapsayan en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek dosya içine alınmalı, dava konusu taşınmazı kapsar şekilde yapılan tüm imar çalışmalarına ilişkin bilgi belgeler ile en eski tarihli imar planından 15-20 yıl önceki memleket haritası ve hava fotoğrafları ilgili yerlerden istenerek önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir harita mühendisi ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın konumu orman tahdit çalışmasına göre net olarak belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadığı değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak
    şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterilmeli; en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce ve imar çalışması içinde kalan kısım varsa bu kısımlar yönünden en eski tarihli imar çalışmasından 15-20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak bilirkişilerce incelenip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığını gösterir bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir.
    Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının anlaşılması halinde keşif sırasında, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, teknik bilirkişilerin huzurunda dinlenmeli, yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; taşınmazın eğimi klizimetre ile ölçülmeli yine topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı ve teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmelidir. Fen bilirkişi raporlarında (A) harfi ile gösterilen taşınmazın imar planı kapsamına kalmayan kısımları varsa bu kısımlar yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının dava tarihinden geriye doğru, imar planı içinde kalan kısımları yönünden ise en eski tarihli imar planından geriye doğru zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, imar planında park ve yol olarak ayrılan kısımlar yönünden ise zilyetlikle kazanma koşulları oluşsa dahi tespit hükmü kurulabileceği tescil hükmü kurulamayacağı gözönüne alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40; kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir hükmü gereğince davacının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtığı bir başka tescil davalarının bulunup bulunmadığı mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli şayet yasal sınırların geçildiği anlaşılırsa dava konusu taşınmaz yönünden davacıya tercih hakkı tanınmalı tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ..."ın temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 20/01/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi