3. Ceza Dairesi 2021/7953 E. , 2021/9740 K.
"İçtihat Metni"
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Edilen Daire Kararı : Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 27.04.2021 tarih ve 2020/8387 - 2021/2948 sayılı kararı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Çay Asliye Ceza Mahkemesinin 06.05.2016 tarih ve 2015/683 - 2016/445 sayılı kararı
İtirazla İlgili Hüküm : Suça sürüklenen çocuklar hakkında kastlarının bulunmaması nedeniyle CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince beraatine dair karar
Suç : Terör örgütü propagandası yapmak
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 27.04.2021 tarih ve 2020/8387 Esas, 2021/2948 Karar sayılı ret kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısı ve ekindeki dava dosyası incelendiğinde;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında özetle:
"Asliye ceza mahkemelerince verilen kararlara karşı bulundukları asliye ve ağır ceza mahkemeleri nezdindeki Cumhuriyet savcıları için kanun yolunun açık olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamakla birlikte, 6572 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası 31/12/2019 tarihine kadar asliye ceza mahkemelerince verilen temyiz edilebilir nitelikte hükümlerin Cumhuriyet savcıları tarafından hangi süre içinde temyiz edilebileceklerine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda, Cumhuriyet savcılarının mevcut temyiz haklarını hangi süre içinde kullanabilecekleri ve bu sürenin ne zaman başlayacağı belirlenirken bu husustaki mevcut hukuki boşluk, yürürlükteki hukuk düzeninin bütünlüğü de dikkate alınarak kıyas metodu ile en uygun hukuk kuralı bulunup doldurulmalıdır.
Bu durumda sorun, 1412 sayılı CMUK’nın "Temyiz talebi ve süresi" başlıklı
310. maddesi kıyasen uygulanarak çözümlenmelidir. Bu maddenin birinci fıkrasında, temyiz süresinin tefhimle başlayacağı ve bir hafta olduğu belirtilerek genel kural vurgulanmıştır. Ancak, Cumhuriyet savcılarının duruşmasına iştirak etmediği sulh ceza mahkemesi kararlarını bu süre içinde temyiz etmeleri çoğu kere mümkün olamayacağı için, bunlar yönünden özel bir prensip benimsenerek daha uzun bir süre öngörülmüş, bu nedenle maddenin üçüncü fıkrasında, bu kararların tefhimden itibaren bir ay içinde temyiz edilebileceği hükme bağlanmıştır. O hâlde, bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığının resmen ilan edilmesinden önceki evrede aleyhine temyiz yoluna başvurulan kararlar söz konusu olduğunda, diğer bir ifadeyle 1412 sayılı CMUK’nın 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gereken hâllerde, o yer Cumhuriyet savcılarının duruşmalarına iştirak etmediği asliye ceza mahkemesi kararlarına yönelik temyiz süreleri de bu Kanun’un 310. maddesinin üçüncü fıkrası kıyasen uygulanmak suretiyle belirlenmeli ve bu sürenin "tefhim tarihinden itibaren bir ay" olduğu kabul edilmelidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 10/06/2014 tarihli ve 834-321 sayılı, 21/10/2014 tarihli ve 139-445 sayılı, 10/03/2020 tarihli 948 - 162 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmış, 06/11/2007 tarihli ve 167-222 sayılı kararında ise üst Cumhuriyet savcıları açısından aynı sürenin geçerli olacağı kabul olunmuştur.
Somut olayda; 06/05/2016 tarihinde tefhim edilen hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından 27/05/2016 tarihinde temyiz edilmiş olmakla, tefhimden itibaren bir aylık sürede yapılan bu temyizin süresinde olduğu düşüncesine varılmış" düşüncesiyle itiraz yoluna başvurulmakla itiraz konusu değerlendirildi.
İncelenen dosyada Yargıtay Ceza Genel Kurulunun müstekar uygulamaları göz önüne alındığında CMUK 310/3 maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle hükmün tefhim edildiği 06.05.2016 tarihinden itibaren bir aylık süre dolmadan 27.03.2016 tarihinde temyiz eden Cumhuriyet savcısının temyiz hakkını süresinde kullandığı, bu nedenle Dairemizin 27.04.2021 tarih ve 2020/8387 Esas, 2021/2948 Karar sayılı ret kararının kanuna aykırı olduğu görülerek kaldırılmasına karar verilmiş, her ne kadar suça sürüklenen çocuklar hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 31/2, 31/3, 56 delaletiyle 5395 sayılı yasanın 5 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Asliye Ceza Mahkemesine açılan davada 06.03.2014 tarih ve 28933 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5235 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 26/2 maddesindeki düzenlemeler ve anılan Kanunun geçici 1/3 maddesinin görev ve usule ilişkin hükümleri gözetilerek dosyanın dava konusu suçun yargılamasını yapmakla görevli olan Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekse de, dosyanın incelenmesinde suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk ... için TCK"nın 66/2 ve 67/4. maddelerinde belirtilen 6 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin suç tarihi ile inceleme tarihi arasında gerçekleştiği, yine suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk ... için öngörülen cezanın türü ve üst süresine göre, zamanaşımını düzenleyen TCK"nın 66/2, 67/4 maddelerinde
belirtilen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımı süresinin, TCK"nın 67/2 maddesine göre zamanaşımını son kesen sebep olan suça sürüklenen çocuğun mahkemece sorgusunun yapıldığı 23.03.2016 ile inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşılmakla hükmün bozularak kamu davasının düşmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2)Dairemizin 27.04.2021 tarih ve 2020/8387 Esas, 2021/2948 Karar sayılı ret kararının KALDIRILMASINA,
3)Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk ... için TCK"nın 66/2 ve 67/4. maddelerinde belirtilen 6 yıllık olağan üstü dava zaman aşımı süresinin suç tarihi ile inceleme tarihi arasında gerçekleştiği, yine suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk ... için öngörülen cezanın türü ve üst süresine göre, zaman aşımını düzenleyen TCK"nın 66/2, 67/2-4 maddelerinde belirtilen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımı süresinin, zaman aşımını son kesen sebep olan suça sürüklenen çocuğun mahkemece sorgusunun yapıldığı 23.03.2016 ile inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşılmakla suça sürüklenen çocuklar hakkındaki hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK"nın 233/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuklar hakkındaki kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 26.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.