11. Hukuk Dairesi 2016/1124 E. , 2017/3694 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/09/2015 tarih ve 2014/539-2015/572 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi birleşen davanın davalısı ile ek karar davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada; davalı ..."un müvekkilinin ürettiği halıların birebir benzeri olan ürünleri sattığını, davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğini, bu nedenle ürünlerin toplatılması ve el konulması için ihtiyati tedbir kararı ile haksız rekabetin varlığının tespitine ve önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada; asıl davanın davalısı ..."un bu ürünleri ... Firması"ndan satın aldığını, bu ... Firması"nın eyleminin de haksız rekabet teşkil ettiğini beyanla birleşen davanın davalısı elinde bulunan birebir benzer ürünlerin toplatılması ve el konulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız rekabetin varlığının tespitine ve önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı ...; bu ürünleri ... Firması"ndan aldığını, üretici olmadığını, bu nedenle haksız rekabet oluşmayacağını beyanla davanın reddini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; bu ürünlerin piyasada yaygın şekilde satıldığını, müvekkilinin üretici olmadığını, dava dışı ... Şirketi"nin davacıdan bu ürünlerden satın aldığını, müvekkilinin de bu firmadan satın aldığını, asıl davanın davalısı ..."a da bu yolla müvekkiline satılan ürünlerin müvekkili tarafından satıldığını, taklit ürünün olmadığını, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı firmanın ürünü ile davalıların sattığı ürünlerin benzer olduğu, davacının ürününü satın almayı hedeflemeyen tüketici nezdinde karıştırılmaya yol açacak nitelikte olduğu ve TTK"nın 54. ve 55. maddeler çerçevesinde davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. 15.12.2015 tarihli ek karar ile davacı vekilinin temyiz talebinin süresinde verilmediğinden reddine karar verilmiştir.
Kararı birleşen davanın davalısı ile ek kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Mahkemece; davacı vekilince verilen temyiz dilekçesi yasal süresinde olmadığı gerekçesiyle 15.12.2015 tarihli ek karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Ek karar davacı vekiline 28.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup bu karar davacı vekilince 05.01.2016 havale tarihli dilekçe ile temyiz edilmiştir. HUMK 432/son madde ve fıkrasında belirtilen 7 günlük yasal temyiz süresi geçtikten sonra temyiz dilekçesi verildiği anlaşılmıştır.
HUMK 432/4. madde ve fıkrasına göre, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden davacı vekilinin HUMK 432/4. maddesi uyarınca, temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Birleşen dava yönünden temyize gelince; dava haksız rekabetin tespiti, meni istemine ilişkindir. Mahkemece ürünlerin tüketiciler nezdinde karıştırılmaya yol açacak nitelikte benzer olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de Dairemizin yerleşik içtihatlarında kabul edildiği üzere (11HD. 2008-1816 E 2008-3687 K) taraflardan herhangi birisi yararına tescilli bir sınai hak konusu olmayan dava konusu kaymaz tabanlı halıların piyasada ilk kez davacı tarafından üretildiği, tanıtımında büyük emek ve para harcandığı hususu belirlenerek üstün hak sahibi olup olmadığı tespit edilmelidir. Yine ilk defa ... dışında kamuya sunulmuş bir tasarımın uygulandığı ürünün, belli bir süre sonra Türkiye"de kullanılması durumunda, Türkiye"de bu tasarımı ilk defa kullanan kişi büyük emek ve para harcayarak tasarımın uygulandığı ürününü tanıtmışsa üstün hak sahibi olduğu kabul edilmelidir. Bu şekilde tanıtılan ürünün bir başkası tarafından sırf bu tanınmışlıktan istifadeye yönelik olarak ilk kez piyasaya sunan gerçek veya tüzel kişiyle iltibasa sebebiyet verecek şekilde bu ürünü aynen kullanmaya kalkışır ise, bu davranışın ticari dürüstlük kuralıyla bağdaşmayan bir davranış ve haksız rekabet olduğunun kabulü gerekmektedir. Bununla birlikte, kullanılan tanıtma vasıtaları ve üretilen ürünler itibariyle her iki ticari işletme arasında iltibasa meydan verilmeksizin, sadece önceki firmanın ürünü ilk kez ürettiği emek ve sermaye harcayarak tanıttığından bahisle üstün hak sahibi olduğu da kabul edilemeyecek böyle bir davranış dürüstlük kuralıyla bağdaşmayan bir davranış olarak da nitelendirilemeyecektir. Bu ilkeler üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken sadece ürünlerin benzer olduğundan bahisle haksız rekabetin olduğu sonucuna varılan yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 432/4"üncü maddesi uyarınca süre yönünden REDDİNE (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 13/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.