22. Hukuk Dairesi 2018/7790 E. , 2018/15596 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının güvenlik görevlisi olarak davalı işyerinde 05/05/2010 tarihinden 06/04/2013 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, müvekkilinin işyerinde günde 8 saatten, tüm ulusal bayram ve genel tatil günleri de dahil olmak üzere haftanın 7 günü çalışmasına rağmen kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, iş akdinin görev yerini terk ettiği iddiasıyla işverence iş akdine haksız bir şekilde son verildiğini öne sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, yıllık ücretli izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, işine karşı ilgisiz ve özensiz davranması sebebiyle iş yerini ve iş güvenliğini tehlikeye attığını, yapmakla görevli olduğu işlerin hatırlatılmasına rağmen yapmama konusunda ısrarcı olduğunu, 24/08/2012 tarihinde işe geç gelmesi nedeniyle uyarıldığını, verilen görevleri yapmayarak iş ve işyeri disiplinini bozduğunu, 05/04/2013 tarihinde mesai saati içerisinde ünite yöneticisine bilgi vermeden izinsiz olarak görevini terk ettiğini, işyerini terk etmesi sebebiyle hakkında tutulan tutanaklara istinaden iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, yıllık izin kullandırıldığını, fazla çalışma yapılmadığını, davacının alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının davalı işyerinde çalışmakta iken 08/04/2013 tarihli fesih bildirimiyle iş akdinin feshedildiği, haklı fesih nedeninin davalı tarafça ispatlanamadığı, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edebileceği, dinlenen tanık beyanlarından davalı işyerinde hafta tatili çalışması ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ve hafta tatili gününde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarından hareketle davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, 2012 Mayıs- 06/04/2013 tarihleri arası ulusal bayram ve genel tatil ücreti karşılıklarının banka kanalıyla ödendiği ancak 2010 yılı Mayıs -2012 Nisan ayı arası döneme ilişkin ücret bordrolarında ödeme bulunmadığı kabul edilerek 2010 yılı Mayıs-2012 Nisan ayı arasındaki dönem için ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, 05/05/2010-06/04/2013 tarihleri arasında geçen tüm çalışma süresi boyunca ayda üç hafta tatilinde çalıştığı kabulü ile hafta tatili ücreti alacağı ve 05/05/2010-06/04/2013 tarihleri arasında geçen tüm çalışma süresi boyunca hafta tatilinde çalışılan haftalarda 3.5 saat fazla çalışması olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak yapılan hesaplama dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
Öncelikle, kabul şekline göre bilirkişi raporunda hatalar olduğu görülmektedir. Şöyle ki; davacının kabul edilen çalışma şekline göre; ( ayda 3 hafta, haftanın 6 günü günde 8 saat, 1 saat ara dinlenme ile hafta tatilinde çalışılan günlerde günde 12 saat, 1.5 saat ara dinlenme ile) ayda 45 saati ya da günde 11 saati aşan çalışması bulunmamaktadır. Yine davacı tanıklarından birinin ayda 2 hafta diğerinin ayda 3 hafta tatilinde çalışıldığını beyan ettiği, ayda 3 hafta tatili çalışıldığı yönünde beyanda bulunan tanığın işverenle aralarında husumet bulunması nedeniyle beyanına tek başına itibar edilemeyeceği gözetilmeden ayda 2 hafta yerine, ayda 3 hafta tatilinde çalışıldığının kabul edilmesi de doğru olmamıştır.
Davacının işyerinde çalışmakta iken 08/04/2013 tarihinde Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü ... Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü"ne şikayeti üzerine 30/04/2013 tarihinde işyerinde yapılan inceleme neticesi hazırlanan teftiş raporuna göre; çalışma sürelerinin elektronik kart okuma sistemi ile takip edildiği, davacının karşılığı ödenmeyen 411 saat fazla çalışma yaptığı, puantaj kayıtlarına göre hafta tatili çalışması yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışmasının karşılığını ise banka kanalı ile aldığı tespit edilmiştir. Ancak yapılan hesaplamanın neye göre yapıldığına ilişkin dosya içerisinde belge bulunmamaktadır.
Mahkemece, davalı işverence, 2013 yılı Mart ayı ücreti ile birlikte banka kanalıyla teftiş raporuna göre belirlenen miktarın ödendiği gerekçesiyle davacının fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmiş, davalı tarafından sunulan puantaj kayıtlarına ise imzasız olması nedeniyle değer verilmemiştir.
Davacı tarafından itiraz edilmeyen bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre davacının brüt fazla çalışma ücreti alacağı 2.766,50 TL olarak hesaplanmış olup davacıya teftiş raporu sonrasında brüt 3.288,00 TL ödendiği görülmektedir.
Davalı işveren tarafından sunulan puantaj kayıtları 08/12/2010 tarihinden fesih tarihi olan 06/04/2013 tarihi arasını kapsamakta olup sözkonusu kaydın elektronik kart okuma sistemi olduğu bu kayıtlarda zaten işçilerin imzasının bulunmayacağı, kayıtlarda hafta tatili kullandırılan günler ile resmi tatil günlerinin işlenmiş olduğu ve kayıtlara davacının açık bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, işverence sunulan bu kayıtlara itibar edilerek hesaplama yapılmalıdır. Davalı işveren davacının 05/05/2010-08/12/2010 tarihleri arasındaki çalışmasına karşılık ise bir kayıt sunmamıştır.
Şu halde, Mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle teftiş raporundaki hesaplamaya esas belgeler getirtilmeli, bundan sonra yeniden rapor aldırılarak davalı işverence işyeri kaydı sunulmayan 05/05/2010-08/12/2010 tarihleri arasındaki dönem bakımından tanık beyanlarına göre fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili günleri hesaplanarak bu dönem için yapılacak hesaplamadan takdiri indirim yapılmalı, davacının bu dönemde ayda iki hafta tatilinde çalıştığı kabul edilmeli; işverence kayıt sunulan 08/12/2010-06/04/2013 tarihleri arasındaki dönem için ise her hafta için tek tek kayıtlara göre alacaklar hesaplanarak yapılacak hesaplama kayıtlara dayandığından takdiri indirim yapılmamalıdır.
Bu yöntemle fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının miktarı hesaplandıktan sonra teftiş raporundaki hesaplama ile var ise farklılığın nedeni ortaya konulmalıdır.
Bundan sonra, davalı tarafından teftiş raporu nedeniyle işçiye ödenen fazla çalışma ücretinin, belirtilen yöntemle belirlenen fazla çalışma miktarından mahsubu yapılmalı, alacaktan fazla miktar fazla çalışma ücreti ödemesi yapılmış olduğunun tespiti halinde mahsup ilkelerine göre hüküm altına alınacak diğer kalemlerden fazla ödenen miktar mahsup edilmelir. Fazla çalışma ücreti alacağının ödeme yapılan miktardan fazla olduğunun anlaşılması halinde ise davacının kararı temyiz etmemiş olmasının davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmelidir.
Mahkemece belirtilen yönleri kapsayan şekilde hesaplama yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21/06/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.