MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
Dava, davacının dava dışı ...."nin ödenmeyen sigorta prim borçlarına ilişkin olarak düzenlenen ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile .... numaralı ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya gönderilen .... takip sayılı ödeme emrinin 2004/12, 2005 ve 2006 yıllarının tamamına ilişkin olduğu, davacının dava dışı ..."nin 28.06.2003 tarihli genel kurulda, sosyal ilişkiler sekreteri olarak seçildiği, 27.03.2005 tarihli olağan genel kurulda yönetim kurulu yedek üyesi olduğu, 15.06.2006 ve 31.12.2007 tarihli olağan genel kurullarda sosyal hizmetler sekreteri olarak seçildiği, 26.12.2010 da yönetim kurulu asil üyesi olarak görevlendirildiği, 17.04.2011 tarihinde sayman-yönetim kurulu ve 08.05.2011 tarihinde sekreter-yönetim kurulu üyeliğine getirildiği, dosya kapsamından davacının derneği temsil ve ilzam yetkisinin olup olmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın 80/12. maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın tahakkuk ve tediye etmeyen Kamu Kurum ve Kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli Kamu Görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere; primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu "üst düzey yönetici" ve "yetkiliden" söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, Yönetim Kurulu Başkanı, Başkan Yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip Yönetim Kurulu Üyesi olması gerekir.
Somut olayda, davacının borcun ödenmesi gerektiği zamanda yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşıldığından, ilgili derneğin temsil ve ilzama yetkili başka yönetim kurulu üyesi olduğunun saptanamaması halinde davacının söz konusu ödeme emrine konu borçtan sorumlu olacağının kabulü gerekecektir. Davacının temsil ve ilzam yetkisinin olmadığı ve borcun haklı sebep ile ödenmediği ispat edilemediği takdirde borçtan sorumlu olduğunun tespitine karar vermek gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.