14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16865 Karar No: 2017/7582 Karar Tarihi: 16.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/16865 Esas 2017/7582 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/16865 E. , 2017/7582 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.06.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı, 2187 ada 1 parsel üzerinde bulunan taşınmazın ortaklığının giderilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... ve davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; Mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan bilirkişi raporunda A ile işaretli yapının davalı ..." a, B ile işaretli yapının ..." a ve C ile işaretli yapının ..." a ait olduğunun kabul edildiği, ancak muhdesat oranlamasının yukarıda değinilen ilkelere aykırı yapıldığı anlaşılmıştır. Açıklanan ilkeler doğrultusunda yeniden her bir muhdesatın arzın (zeminin) değerine oranı bulunarak satış bedelinin dağıtılmasında nazara alınması gerekirken bilirkişinin yanılgılı değerlendirme ile hesapladığı orana atıf yapılarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bent uyarınca davacı ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 16.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.