8. Hukuk Dairesi 2009/5429 E. , 2010/1244 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Eskiköseler Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Polatlı 1. Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 28.05.2009 gün ve 814/268 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili tarafından davalılar Hazine ve Eskiköseler köyü tüzel kişiliği aleyhine açılan tescil davasının kabulüne, harita mühendisi Ufuk Bozacı tarafından düzenlenen 9.11.2006 tarihli krokili raporda A harfi ile gösterilen 12575 m2 ve B harfi ile gösterilen 18503 m2’lik kısımların davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hazine vekili, davacının davasının reddine, dava konusu yerlerin Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının imar ihyaya 1978 yılında başladığını bildirmesi karşısında dava konusu taşınmazların 1978 tarihli hava fotoğrafında tarla olarak görünmemesinin kabul edilebileceği, dinlenen tanıkların davacının zilyetlik süresinin 20 yıldan fazla olduğunu belirtmeleri ve sonradan genişletilen 2-3 dönüm kısmın ayrıldığı, davanın ispatlandığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de delillerin takdirinde hataya düşülmüştür. Dosyada 20.3.2008 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda; A ve B ile gösterilen kısımların dosyada mevcut hava fotoğraflarında tarla olarak göründüğü bildirilmiş ise de, 23.1.2009 tarihli raporda dosyadaki 1991 yılına ait hava fotoğrafının tescili istenen alanlara ait olmadığının görüldüğü açıklanmaktadır.Bu raporlar birbiri ile çelişkili olup, taşınmazların 1991 yılına ait hava fotoğraflarında ne şekilde göründükleri konusunda tereddüt yaratmaktadır.Ayrıca dava konusu taşınmazların 1991 yılı hava fotoğraflarında tarla olarak görünmelerinin de dava tarihi itibarıyla 20 yıllık kazanma süresinin ispatı bakımından bir önemi bulunmamaktadır.Mahallinde 1.11.2006 tarihinde yapılan keşifte üç mahalli bilirkişi,davacı ve Hazinenin birer tanığı dinlenmiş teknik ve uzman bilirkişiler harita mühendisi ile ziraat mühendisinden 9.11.2006 tarihli rapor alınmış ise de, davacı vekili, taşınmazların henüz yeni açıldığını ve uzun yıllardan bu yana kullanılarak sınırlarının belirgin olmadığını bildiren ziraat mühendisi bilirkişinin yeri karıştırdığı gerekçesiyle yeniden rapor alınmasını istemesi üzerine, ziraat mühendisi bilirkişiden alınan 11.11.2008 tarihli raporda da; taşınmazların üzerinde mera bitkilerinin olmadığı, emek mesai harcanarak imar-ihyanın yapıldığı, kıraç tarla haline getirildiği bildirilmiş, devamında da “…ancak alanların tamamının uzun yıllar tarla olarak kullanıldığı kanaatine varılmamıştır…” şeklinde görüş belirtilmiştir. 1.11.2006 tarihli keşifte dinlenen Hazine tanığı Zeki Demir’in beyanında, kimi kısımların 20 yıl olabileceği, kimi kısımların 5-10 yıllık olduğu,önceki muhtar Hasan Eroğlu’nun sürülen boş yerlerden şahısları men ettirdiğini, sonraki muhtar Yemen Kuşkulu’nun son dönemlerinde köylülerin boş yerleri sürmeye başladıklarını, dolayısıyla köyde 20 yıl veya üzerinde zilyet olunan boş yer olmadığını, belki davacının 20 yıldır zilyet olduğu ve sonradan genişlettiği 2-3 dönüm kadar yeri olabileceğini, görülen tarlaların çoğunun sonradan sürülen yerler olduğunu belirtmesi karşısında, dosya arasında bulunan taşınmazları gösteren fotoğraflar, uzman ziraat mühendisi bilirkişinin gerekçeli raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazlar üzerinde davacının dava tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Bir kısım yerin yeni açıldığı gerekçesi ile ayrılması da bu sonucu değiştirmemektedir. Açıklanan nedenlerle, zilyetlik, imar ve ihya yoluyla taşınmaz edinme koşulları davacı yararına gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken (TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu m. 14 ve 17) dosya kapsamıyla örtüşmeyen bir gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Öte yandan Hazine vekili TMK.nun 713/6 maddesi uyarınca tescil isteğinde bulunmuştur. Kabulüne karar verilen taşınmaz bölümleri kültür arazisi niteliğinde bulunduğuna ve tapuya tescili olanaklı yerlerden olduğu anlaşıldığına göre Hazinenin bu isteğinin mahkemece değerlendirilerek bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.