1. Hukuk Dairesi 2015/796 E. , 2017/5686 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ- ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne verilen ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.10.2017 Salı günü saat 10.05 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakan ... adına kayıtlı 9349 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar ile avlunun davalılar tarafından işgal edildiğini, kendilerinin kullanımına izin verilmediğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile dava tarihinden tahliye tarihine kadar olan dönem için ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “...mahkemece ecrimisil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, dava açılmakla davacıların taşınmazın davalılar tarafından kullanılmasına ilişkin muvafakatinin sona erdiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davalı ... çekişmeli taşınmazda paydaş olmayıp üçüncü kişi konumunda olduğundan 21.06.1944 gün 13/24 sayılı inançları birleştirme kararı uyarınca mutlak elatmasının önlenmesine, davalılar ... ve ... ise davacıların payları oranında elatmalarının önlenmesine karar verilmesi gerekirken bu isteğinde reddedilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan tüm delillerden; 9349 parsel sayılı 688m2 yüzölçümlü taşınmazın ev ve avlu cinsi ile tarafların ortak miras bırakanı ... oğlu ... ... adına tapuda kayıtlı olduğu, kayıt malikinin 1992 yılında, eşininde dava tarihinden 3 yıl önce öldüğü, geride çocukları olan davacılar ile davalılardan ... (...) ve ... kaldıkları, davalılardan ... ise ... oğlu olduğu, taraflar arasında taksim yapılmadığı, fiili kullanma biçiminin oluşmadığı, çekişmeli taşınmaz üzerinde iki ayrı ev bulunduğu, ... ile ... kocalarının ölümünden sonra evlerden birisine yerleştikleri, diğer evde ise ... oğlu ... oturduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, bozma kararı sonrası davalı ...’ın taşınmazı boşalttığı ileri sürülmüş olup bu hususta mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadığı, ayrıca diğer davalıların taşınmazda kullandıkları yerlerin tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davalı ...’ın çekişmeli taşınmazda kullandığı evi boşalttığı iddiasının araştırılması, bu iddianın sabit olması halinde davalı ... yönünden elatmanın önlenmesi isteği açısından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, diğer davalıların taşınmazda kullandıkları yerlerin tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi ve ondan sonra hasıl olacak sonuca göre her bir davalının kullandığı yer bakımından yargılama giderlerinden sorumlu tutarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.