21. Hukuk Dairesi 2014/12776 E. , 2015/11008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.04.1993-03.07.2001 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işverence davacı adına 01.04.1993; 10.09.1994; 01.05.1995; 01.04.1996; 09.06.1998 tarihlerinde işe başladığına ilişkin işe giriş bildirgelerinin verildiği, davacının davalı yanındaki çalışmasının 01.04.1993 tarihinden 19.03.2001 tarihine kadar giriş çıkış yapılmak suretiyle ve otuz günün altında bildirildiği, davacı ile davalı işveren arasında davacının 01.04.1993 tarihinde işe başladığına dair hizmet akdinin imzalandığı, ..... ile davalı işveren arasında görülen 1999/456E, 2009/415K, 15.09.2009 karar tarihli dosyanın getirtildiği, bu dosya içinde bazı aylara ilişkin ücret bordrolarının bulunduğu, davacının imzalı ücret bordrolarından bir kısmınına itiraz ettiği ve itiraz edilen 1997/10 ve 11.ayına ilişkin ücret bordroları üzerinde yapılan imza incelemesi sonucunda imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten, davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin
tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının imzasının olduğu ve itiraz da etmediği 1996/Haziran ayına ilişkin ücret bordrosunda davacının çalışmasının 10 gün olarak bildirilmesine rağmen 1996/2. dönemindeki çalışmasının bildirimin üzerinde olduğunun tespitine karar verildiği, aynı zamanda imzalı ücret bordrolarının bulunmadığı ya da imzasının davacıya ait olmadığı anlaşılan ücret bordrolarının bulunduğu dönemler bakımından da tanık beyanlarının hüküm kurmaya yeterli mahiyette olmadığı anlaşılmıştır.
Yapılacak iş; ihtilaflı döneme ilişkin tüm ücret bordrolarını davalı işverenden istemek, dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde, dönem bordrolarını getirterek bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan, kayıtlı iş yeri sahiplerini ve adreslerini açık ve net olarak belirleyip, Belediyeden ve Vergi Dairesinden bu iş yerlerinin kayıtlarını getirip komşu ve yakınlıklarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları ....’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz Harcının istek halinde davacı ile davalılardan ..."e iadesine, 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.