2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/24342 Karar No: 2015/6926
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/24342 Esas 2015/6926 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2014/24342 E. , 2015/6926 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 7. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1). fıkrasında “Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin”, aynı maddenin (2.) fıkrasında da, “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 427 ile 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı” öngörüldüğünden temyiz isteğinin süresinde olup olmadığı, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümlerine göre belirlenmiştir. Dava, velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin olup, adli tatil içerisinde görülebileceğinden temyize ilişkin sürelerde adli tatilde işlemeye devam eder. Temyiz edilen karar temyiz eden davalı davacıya 06.08.2014 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) onbeş günlük süre geçtikten sonra 08.09.2014. tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir. Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz İsteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir. Ne var ki aile mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay"a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4.maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca (1.6.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 k. sayı ile) karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple davalı-davacının temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı (anne)"nin katılma yoluyla temyizine gelince; Hükmü süresinde temyiz etmemiş olan tarafın, diğer tarafın temyizine cevabında (HUMK. m. 433/2) yer alan temyiz itirazlarının incelenebilmesi, asıl tarafın süresinde yapılmış hukuken geçerli bir temyiz talebinin mevcut olmasına bağlıdır. Asıl temyiz eden tarafın temyiz talebi süresinde değil ise, başka bir ifade ile hükmü temyiz süresi geçtikten sonra temyiz etmişse, kendi temyiz süresini geçirmiş olan karşı taraf, temyize cevap dilekçesiyle hükmü temyiz edemez. Bu bakımdan temyiz eden tarafın temyiz talebi süresinde olmadığına göre, kendi temyiz süresinin geçirmiş olan davacı-davalı (anne) vekilinin, diğer tarafın temyizine cevap dilekçesindeki temyiz itirazları da incelenmemiştir. SONUÇ: Davalı-davacı (baba)"nın temyiz talebinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, davacı-davalı (anne)"nin katılma yoluyla temyiz talebinin ise yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.04.2015 (Çrş.)