Davacılar P.. Y.. vdl vekili Avukat İ. K. tarafından, davalılar E.. Ö.. vd aleyhine 23/12/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, 2007 yılında Kadıkale Konut Yapı Kooperatifi yönetiminde görevli oldukları sırada davalıların yapılacak genel kurulla ilgili olarak kooperatif ortaklarına bir duyuru metni yayınladıklarını, genel kurul öncesi kooperatif ortaklarına ulaştırılan duyuru metninde kendileri aleyhine suç isnatları ve hakaret içerikli ifadelerin kullanıldığını belirterek, davalılardan manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, dava konusu duyuru metninde kullanılan ifadelerin ağır eleştiri olarak kabul edilmesi gerektiğini, hakaret kastı ile hareket etmediklerini belirterek, davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, dava konusu duyuru metninde kullanılan ifadelerin davacılar aleyhine suç isnadı ve hakaret içerdiğinin ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu gerekçesiyle davacıların manevi tazminat istemlerinin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Yasası"nın 53. maddesi gereğince ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk hakimi yönünden bağlayıcı değilse de ceza mahkemesince belirlenecek maddi olgular hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcıdır. Ne var ki davalılar hakkında, Bodrum 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2008/43 Esas, 2009/633 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davacı müştekilere yönelik eylemleri nedeni ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder nitelikte bir hüküm olmadığından hukuk hakimi yönünden de ortada bağlayıcı nitelikte bir maddi vaka bulunduğu sonucuna varılamaz. Dava dosyası içinde bulunan Bodrum 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2007/182 Esas, 2009/482 Karar sayılı dosyası içeriğinden, davacıların 1163 Sayılı Kanuna Muhalefet suçundan sanık sıfatıyla yargılanarak mahkumiyetlerine karar verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu duyuru metni incelendiğinde ise, metin içeriğinden yer alan "yönetim kurulu üyeliğini belli bir grup üyemizin geçim kaynağı olmaktan çıkarmalıyız", "kooperatifimizin sınırlı kaynaklarını kendisi için geçim kaynağı yapan yönetimimiz", "kaynaklarımız israf edilmiş, menfaat gruplarına peşkeş çekilmiş" şeklindeki ifadelerin eleştiri niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalılar hakkında ceza mahkemesinde alınan kararın hukuk hakimini bağlamaması, davacıların 1163 sayılı Kanuna Muhalefet suçundan yargılanmaları ve duyuru metninde kullanılan ifadelerin eleştiri niteliğinde olması dikkate alındığında istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.