
Esas No: 2021/486
Karar No: 2021/1991
Karar Tarihi: 05.04.2021
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/486 Esas 2021/1991 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERDEMLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı Erdemli 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.03.2009 gün ve 2005/305 Esas -2009/367 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 24.01.2011 gün ve 156-649 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, 3621 sayılı Kanun hükümleri uyarınca çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunduğu iddiasına dayalı tapu iptali, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile değişik 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 12.maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece onanmış, davacı taraf karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Gerçekten de, işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmesi doğru olduğundan Dairenin onama kararı da doğrudur. Ancak, anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih, 2009/31 esas, 2011/77 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.07.2011 tarihinde karar Resmi Gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün ve anılan hükmün onanmasına ilişkin Daire kararının, verildiği tarih itibariyle doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de, 10.03.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır.
Bu durum karşısında, işin esasının 28.11.1997 tarih, 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre belirlenen kıyı kenar çizgisine göre çözüme kavuşturulacağı açıktır.
Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine dair verilen mahkeme hükmü ve anılan hükmün onanmasına ilişkin Daire kararının, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.
Öte yandan yargılama masraflarıyla ilgili olarak 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa"nın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A ve geçici 11. maddelerinde, “ kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve karalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği…” yönünde düzenlemeler getirilmiştir.
Hâl böyle olunca; işin esası hakkında 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılmak ve yargılama masrafı yönünden de, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
Davacı Hazinenin karar düzeltme isteğinin ( 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK’nin 440. maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 24.01.2011 tarih ve 2011/156 Esas 2011/649 Karar sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 30.03.2009 tarih ve 2005/305 Esas ,2009/367 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.