15. Ceza Dairesi 2017/14723 E. , 2019/9379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında, ayrı ayrı; TCK’nın 155/2, 52/2-4 ve 53.maddeleri uyarınca mahkumiyet
Diğer sanıklar hakkında, ayrı ayrı, beraat
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar ... ve ...’un mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanık ... müdafii ve sanık ... müdafii tarafından; diğer sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler ise, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ... ve ... yönünden 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmesi nedeniyle koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Katılanın ağabeyi olan müteveffa ...’in diğer sanıklar... ve ... ile birlikte ... ... Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı adı altında 24/06/2005 tarihinde vakıf kuruluş sözleşmesi düzenlediği, bu sözleşmeye göre müteveffanın vakıf başkanı, sanık ...’ın başkan yardımcısı, sanık ...’ın ise muhasip üye olarak belirlendiği, müteveffa ...’nin,.... Noterliği tarafından düzenlenen 19.07.2005 tarihli vasiyetname ile tüm malvarlığını sanıklar... ve ... ile birlikte kurmuş olduğu ...... Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfına vasiyet ettiği, bu vasiyetnamede vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak aynı zamanda avukatı olan sanık ...’ı görevlendirdiği, ... ...’in 30/11/2005 tarihinde vefatından sonra, 19.12.2005 tarihinde sanık ... tarafından İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde vakıf senedinin tesciline ilişkin dava açıldığı, ancak adı geçen sanığın duruşmalara katılmayarak davanın düşmesine sebebiyet verdiği, öte yandan müteveffa ...’nin, ...(... Demir Çelik Fabrikası) isimli şirkete ilişkin yüklü miktarda hisse senetlerinin sahibi olduğu, söz konusu hisse senetlerinin kurulacak vakfa teslim edilmek üzere adı geçen müteveffa tarafından sağlığında sanıklar ... ve...’a teslim edildiği, buna rağmen müteveffanın ölümünden sonra sanıklar ... ve...’ın, birlikte suça konu hisse senetlerini vakıf adına tescil ettirmeyip sanık ...’ın adına kaydileştirme işlemi yapıldığı ve diğer sanıklar üzerinden hisse senetlerinin satışı yapılarak bedellerini uhdelerine geçirdikleri, yine sanık ...’ın, müteveffaya ait hisse senetlerinin bir kısmını sanık ... ve ... isimli kişilere olan kira borcuna karşılık teminat olarak kullandığı, müteveffanın akrabası olan sanık ...’ın ise, kendisine vakfa teslim etmek üzere müteveffa tarafından bırakılan aynı şirkete ilişkin hisse senetleri üzerinde kendi yararına tasarrufta bulunarak menfaat sağladığı, bu suretle sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporları, vakıf sözleşmesi, vasiyetname, ... isimli şirketten ve ilgili yatırım şirketleri ile bankalardan gelen cevabi yazılar ve ekleri, sanık ... ile ... arasında düzenlenen 23/06/2008 tarihli belge, sanık ... tarafından yazıldığı anlaşılan suça konu hisse senetlerinin sanık ...’la arasındaki paylaşımına ilişkin belge ve tüm dosya kapsamına göre; atılı suçun sanıklar... ve ... tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde ve sanık ...’ın, üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, diğer sanıklar yönünden ise atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesine dayanan, beraate ilişkin hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin beraat eden sanıklar hakkında mahkumiyet hükmü verilmesi gerektiğine; sanık ... müdafiinin atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanık ...’ın atılı suçu işlemediği, lehe hükümlerin uygulanmadığı ve suç vasfında hataya düşüldüğüne; sanık ... müdafiinin ise atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, suç vasfında hataya düşüldüğü ve eksik incelemeye ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 03/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.