Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu örnek 13 numaralı ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını iddia ederek şikayette bulunmuş, mahkemece tebliğin, Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine uygun yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 39 . maddesinde “ Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, şikayetçi borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin, aynı dosyada borçlu bulunan n eşi olduğu takip dosyasından anlaşılan ye, birlikte oturan yakını sıfatıyla tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda yukarıda belirtilen Tebligat Kanunu"nun 39. maddesi gereğince, dosyada menfat çatışması bulunan diğer borçlu eşine yapılan tebliğat usulsüzdür.
O halde mahkemece şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihinin tebligat tarihi olarak tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.