Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2549 Esas 2017/1555 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2549
Karar No: 2017/1555
Karar Tarihi: 14.03.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2549 Esas 2017/1555 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/2549 E.  ,  2017/1555 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 11 ve 12 parsel sayılı 4.000.00 ve 1.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak taşınmazların miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davanın tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açıldığı ve davacıların da miras yoluyla gelen haklarının bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre bu nitelikteki davalar kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içinde açılabilir. Somut olayda; 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 1987 yılında, 12 parsel sayılı taşınmazın ise 1984 yılında kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Eldeki dava ise 25.11.2013 tarihinde açılmış olup, buna göre dava tarihi itibari ile yasada öngörülen 10 yıllık sürenin dolduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu yön göz ardı edilerek esasa girilip yazılı gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de iptal edilen ve tescile karar verilen paylar ile, lehine tescil kararı verilenler gösterilmeyerek infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
    14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.