21. Hukuk Dairesi 2015/774 E. , 2015/10959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalıya ait işyerinde her yıl sezonluk olarak haziranın ikinci haftasından kasım ayı sonuna kadar 2004 Haziran ayının 2. haftası ile 07.07.2009 tarihleri arasında çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, hükümde yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten; sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30/06/1999 gün 1999/21-549-555- 03/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı işyerinden işe giriş bildirgesinin verilmediği ve hizmet bildiriminde bulunulmadığı, davacının 07.07.2009 tarihinde davalı işyerinde buğday boşaltırken elektör denen aracın çarpması sonucu yaralandığı, davalının taksirle adam yaralam suçundan dolayı cezalandırıldığı, anlaşılmaktadır.
Somut olayda; mahkemece talep edilen döneme ilişkin davalı işyerinin dönem bordroları dosya arasına alınmadan ve bordro tanıkları dinlenilmeden, ayrıca komşu işyeri tanığı bulunup bulunmadığı araştırılmadan, bulunuyorsa bu tanıkların da beyanları alınmadan, davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle dava konusu işyerinin işyeri dosyasının ve bordrolarının getirtilerek davalı işyerine ait dönem bordrolarındaki bordro tanıklarının T.C. Kimlik numaralarının kurumdan araştırılarak adreslerini tespit etmek ve tüm dönemi kapsayacak şekilde bordro tanıklarını dinlemek, bordro tanıklarının bulunamaması veya beyanlarının yetersiz olması nedeniyle gerek görüldüğü takdirde Kurumdan, Belediyeden sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davada dinlenen tanıkların Kurumdan ekinde işyeri tescil beyanı detay bilgilerinin olduğu hizmet cetvellerini getirtmek, davalının mevsimlik işçi çalıştırıp çalıştırmadığını araştırmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre; davalı Kurum harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi; ayrıca davanın kabulüne karar verilmişse de aslında talebin kısmen kabul edildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalı Kurum yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti taktir edilmemesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.