15. Hukuk Dairesi 2020/2179 E. , 2021/2638 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz talebinde bulunan davalı vekili Avukat Selvinaz Cengiz Yardım ile davacı vekili Avukat Rumeysa Demir"in gelmeleriyle duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, davalının kusuru nedeniyle inşaata geç başlanmasından kaynaklanan maliyet artışı ile gecikmeye dayalı üyelerine ödenen kira bedelleri ve mahrum kalınan kira gelirinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davacı davasında, davalının kusuru nedeniyle inşaata geç başlanmasından kaynaklanan maliyet artışı ile gecikmeye dayalı üyelerine ödenen kira bedelleri ve mahrum kalınan kira gelirinin tahsilini istemiş olup, mahkemece verilen 19.03.2013 tarihli ilk kararda, maliyet artışına yönelik talebin kısmen kabulü ile diğer taleplerin reddine karar verilmiş, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 20.05.2014 tarihli 2013/3734 Esas, 2014/3185 Karar sayılı ilâmı ile Konya Büyükşehir Belediyesi Encümeni"nin 04.12.2012 gün 965 sayılı kararında dava konusu olan 17900 ada 6 nolu parsele ilişkin tahsis amacı dışında kullanıldığının tespit edildiği ve 775 sayılı Kanun"un 25 ve 27. maddelerindeki şartlar yerine getirilmediğinden bahisle davacı kooperatife olan tahsis iptâl edilerek ana gayrimenkul ve üzerinde kurulu olan tüm kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescil kararı verildiği ancak bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti yönünde dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, bu durumda mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen encümen kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise davacı kooperatifin mülkiyet hakkı sona ereceği ve inşaata devam etmesi mümkün olmayacağından, davanın konusuz kalacağı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak eksik incelemeye dayalı kısmen kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, 04.12.2012 tarih ve 965 sayılı Belediye Encümen Kararı"nın yargı yolundan geçerek kesinleştikten sonra dava dışı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın sözü geçen karardaki kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescillerini sağlamadan 24.05.2016 tarih 323 sayılı Belediye Encümen Kararı ile önceki 04.12.2012 tarihli 965 sayılı Encümen Kararı"nı iptâl ederek bağımsız bölümlerin davacıya veya hak sahiplerine tapuya tescillerine muvafakat verdiği, ancak Konya Büyükşehir Belediye Encümeni"nin 04.12.2012 tarihli ve 965 sayılı kararının yargılama sırasında iptâl edildiğinden ve tahsisin iptâli kararı yargılama sırasında kesinleştiğinden artık bozma ilâmı gereğince eldeki davanın konusu kalmadığı, konusuz hale gelen davanın konulu hale geleceğinden söz edilemeyeceği, bozma ilâmına uyulduğu an itibari ile 04.12.2012 tarih ve 965 sayılı taşınmaz tahsisinin iptâli ile ilgili Belediye Encümen Kararı"nın kesinleştiği gerekçesiyle sonuçta konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen 19.07.2017 tarihli bu kararın da taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.06.2018 tarihli ikinci bozma kararı ile “Belediyece sonradan 24.05.2016 tarihinde alınan encümen kararıyla tahsisin iptali ile ilgili encümen kararının iptal edilerek yeniden davacı kooperatife tescile muvafakat kararı verildiği, bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Taraflar arasında, davacı kooperatifin arsası üzerindeki trafo binasının kaldırılması için sözleşme imzalanmış olup, sözleşmenin 4. maddesinde taraflarca yapılacak işler ayrı ayrı gösterilmiştir. Buna göre davacı kooperatifin arsası üzerindeki trafo binasının kaldırılabilmesi için davacı kooperatif “İmar tadilatı istenen kendi alanlarına monoblok trafo binası” yapacak, kooperatif arsası üzerindeki eski trafonun demontajı davalı gözetiminde yapılıp sökülen malzemeler davalının ambarına teslim edilecek, davalı MEDAŞ tarafından da kooperatif tarafından yapılan trafo binasının (malzeme + montajı) yapılıp devreye alınacak ve ayrıca “OG giriş çıkış hattı” da yapılacaktır. Sözleşmenin 3. maddesinde tesisin yapım işinin 31.12.2007 tarihine kadar gerçekleştirileceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan 05.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşme uyarınca davalı MEDAŞ’ın edimlerini yerine getirebilmesi için öncelikle davacı kooperatifin edimini yerine getirmesi gerektiği, davacı kooperatifin sözleşmeyle üstlendiği öncelikli edimini sözleşmede yer alan 31.12.2007 tarihinde yerine getirmediği, 09.10.2008 tarihinde dava dışı El-Ko firmasından monoblok trafo satın aldığı ve bilahare 11/10/2008 tarihinde sevk irsaliyesi düzenlendiği ve trafoyu yerine monte ettiği, davacının bu edimini yerine getirdikten sonra davalıya 29.03.2010 tarihine kadar bir bildirim ve uyarıda bulunmadığı, 29.03.2010 tarihli ihtarname ile arsasında inşaata başlayacağını, bu nedenle eski trafonun kooperatif arsasından kaldırılmasını davalı MEDAŞ’tan istediği, bu durumda davalı MEDAŞ’ın, kooperatifin inşaat yapımına başlamadaki gecikmesi nedeniyle sorumlu olacağı sürenin ihtarname tarihi olan 29.03.2010 tarihi ile MEDAŞ’ın edimini yerine getirdiği (eski trafo binasını davacı kooperatif arsasından kaldırdığı) 13.11.2010 tarihleri arasındaki süre olduğu sonucuna varılmış, bu tarihler arasındaki süre yönünden davacı zararı 138.783,27 ₺ olarak hesaplanmış, mahkemece bu miktar hüküm altına alınmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı MEDAŞ’ın zarardan sorumlu olacağı tarihin başlangıcı davacı kooperatifin gönderdiği 29.03.2010 tarihli ihtarname tarihi olarak belirlenmiş ise de, davacının ihtarından makul bir süre sonra davalının sözleşmede yer alan edim yükümlülüğünü yerine getireceği açıktır. Başka bir anlatımla, davalının, ihtarname tarihi itibariyle davacıya ait arsadaki eski trafo binasını kaldırması beklenemez. Bunun için davalıya makul bir süre tanınması, makul sürenin bitim tarihi ile davalı MEDAŞ tarafından trafo binasının fiilen kaldırıldığı (davalının sözleşme ile üstlendiği edimi gecikmeli olarak yerine getirdiği) 13.11.2010 tarihi arasındaki süre bakımından oluşan zarardan davalının sorumlu tutulması gerekir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacı kooperatifin davalıya gönderdiği 29.03.2010 tarihli ihtarın davalıya tebliğ tarihinin araştırılıp belirlenmesinden sonra, hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, bilirkişilere trafo binasının kaldırılması için gerekli makul sürenin tespit ettirilmesinden ve belirlenecek makul süreyi ihtarnamenin tebliğ tarihine ekleyerek bulunacak tarih ile davalı tarafından trafonun kaldırıldığı 13.11.2010 tarihi arasındaki süre bakımından davacının uğradığı zararın hesaplattırılmasından ve sonucuna göre değerlendirme yapılıp karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtaydaki duruşda vekille temsil olunan davalıya verilmesine aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 10.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.