Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2490 Esas 2017/1552 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2490
Karar No: 2017/1552
Karar Tarihi: 14.03.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2490 Esas 2017/1552 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/2490 E.  ,  2017/1552 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kullanım kadastrosu sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 617 ada 1 parsel sayılı 368,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve davalıların murisi ..."ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 5831 sayılı Kanun kapsamında yapılan çalışma sırasında kullanıcı şerhi değiştirilmeksizin güncellemesi yapılmıştır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın öncelikle tapu kaydının iptali ve adına tescili, olmadığı takdirde lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, davacının çekişmeli taşınmazın kullanıcısı olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazın fiili kullanıcısının davacı olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı konusu 617 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 2/B niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, beyanlar hanesine de davalıların murisi ..."ın kullanımında olduğu yazılmış, 2010 yılında yapılan güncellemede de mevcut durum korunmuştur. Davacı taraf tespitten sonraki sebeplere (satın almaya) dayalı olarak eldeki davayı açmıştır. Ancak, tespitin 23.03.2000 yılında kesinleşmesinden sonra davacının ya da bayiinin taşınmaz davalılardan ya da davalıların murisinden satın aldığı kanıtlanamadığına göre davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.