18. Ceza Dairesi 2017/6680 E. , 2018/4254 K.
"İçtihat Metni"KARAR
İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan sanıklar ... ve ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/4 ve 119/1-c maddeleri uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ayvalık 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2013 tarihli ve 2012/91 esas, 2013/347 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 17/10/2017 gün ve 57824 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında müştekiye karşı gerçekleştirdiği sabit görülen işyeri dokunulmazlığı eylemine ilişkin olarak Mahkemenin gerekçeli kararında eylemin “geceden sayılan zaman dilimi içerisinde olduğu sabit olmayan bir zaman diliminde” işlendiğinin kabulüne karar verilmesine karşın, hüküm kısmında eylemin gece vakti işlendiğinden bahisle sanıklar hakkında fazla ceza tayin olunmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.04.2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.( Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; sanıklar hakkında aynı olay nedeniyle birlikte işlendiği iddia edilen hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kamu davası açılıp, her üç suçtan mahkumiyet kararı verildiği, sanıklar tarafından kararın temyiz edildiği, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 22/02/2012 tarihli ve 2011/2323 esas, 2012/3894 karar sayılı ilamı ile hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümlerin bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine Ayvalık 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2013 tarihli ve 2012/91 esas, 2013/347 sayılı kararı ile mala zarar verme suçu açısından sanıklar hakkında hüküm kurulmadığı, hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından sanıkların mahkumiyeitne karar verildiği, sanık ..."nin temyizi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 26/02/2018 tarihli ve 2016/13794 esas, 2018/2689 karar sayılı ilamı sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün düzelterek onanmasına karar verildiği, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hüküm hakkında da herhangi bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
Bu suretle, sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu açısından usulüne uygun temyiz edilmeden kesinleşmiş bir hükmün bulunmadığı, aynı olaya ilişkin yargılanan ve aynı suçtan hüküm altına alınan sanık ... hakkında ise sanık ... hakkında yapılacak temyiz incelemesinde isteme uygun şekilde bozma kararı verildiği takdirde bozmanın sirayet ettirilebileceği anlaşıldığından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 26.03.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.