3. Hukuk Dairesi 2015/17502 E. , 2017/1601 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya aylık 425.00.- TL yoksulluk nafakası ödediğini, davalının boşandıktan sonra çalışmaya başladığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve 2014 yılı 5.,6.,7.,8. aylarına ait tahsil edilen nafakaların ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, çalışmasının yoksulluktan kurtarmadığını,davacının kendisine gönderdiği mesajda nafaka ödemenin kendisine dokunmadığını yazdığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece , yoksulluk nafakasının kaldırılmasına , nafakaların iadesi talebinin reddine karar verilmiş , hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 176.maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafakanın kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay HGK.nun, 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 07.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K., 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).Somut olayda tarafların 28/01/2013 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma davasının çekişmeli olduğu , bu karar ile kadın yararına aylık 425.00.- TL yoksulluk nafakası takdir edildiği , eldeki davanın 26/08/2014 tarihinde açıldığı , davacının gümrük memuru olduğu , 2.500.00.- TL maaş aldığı,baba evinde kaldığı , yeniden evlendiği ,yeni evliliğinden bir çocuğu olduğu , ..."da yaşadığı , davalının ise 1.100.00. - TL ücret ile çalıştığı , annesi ve kardeşi ile kaldığı , Kırıkkale"de yaşadığı anlaşılmaktadır . SGK kayıtlarında ise davalının evlenmeden önce,evlilik döneminde ve boşandıktan sonra düzenli olmayan çalışmaları , işe giriş ve işten çıkış kayıtları olduğu görülmektedir . Davalının işvereni olan şirketin yazısından ise işvereni Kırıkkale"den ..."ya transfer edeceği için davalı işçinin tek taraflı olarak iş sözleşmesini feshettiğinin bildirildiği , işten ayrılış bildirgesinin 31/12/2014 tarihli olduğu anlaşılmıştır .
Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır.
O halde, mahkemece; dava tarihindeki şartlara göre, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı; asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına neden olmadığı , davalının daha önce de düzenli olmayan çalışmaları olduğu, tarafların boşanma dönemindeki ekonomik sosyal durumlarının değişmediği, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının gerçekleştiğini kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.