Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7105
Karar No: 2015/6719
Karar Tarihi: 21.10.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/7105 Esas 2015/6719 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/7105 E.  ,  2015/6719 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy(Kapatılan) 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 28/01/2014
    NUMARASI : 2012/337-2014/16


    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Asıl davada davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif ortaklarından üyelik devraldıklarını ve buna dayanarak kooperatife başvurduklarını, ancak davalı kooperatifçe üyelik başvurularının kabul edilmediğini, bunun üzerine 2007 yılından itibaren, Bakırköy Ticaret Mahkemeleri nezdinde üyeliklerinin tespiti için davalar açıldığını, bu davaların müvekkilleri lehine sonuçlanıp kesinleştiğini, tüm bu yargılama aşamasının yaklaşık 5 yıl kadar sürdüğünü ve 2012 yılı itibariyle kabul ile sonuçlandığını, kooperatifin bu davaların haksız olduğunu bilerek temyiz edip süreci uzattığını, müvekkillerinin haklı olmalarına rağmen bu 5 yıllık süre boyunca üyelikten doğan haklarını kullanamadıklarını, hiçbir genel kurul toplantısına çağırılmadıklarını, toplantılara alınmamaları nedeniyle yönetim kurulu üyeleri hakkında şikayetçi olduklarını, bu nedenle açılan ceza davasının Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2007/703 E. sayılı dosyası ile görülmekte olduğunu, davalı kooperatifçe bu beş yıllık sürede müvekkillerinden talep edilmeyen üyelik borçlarının, faiziyle birlikte 28.02.2012 tarihinden itibaren 30 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, müvekkillerinin temerrüde düşmedikleri için sadece anapara borcunu ödeyip faizini ödemediklerini, bunun üzerine, davalı kooperatifin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi"nde, mahkeme kararıyla üyeliğe kabul edilen üyelerden faiz alınıp alınmayacağı hususunda tespit talebinde bulunduğunu, bu talebin reddedilmesi üzerine, davalının haksız faiz talebine kılıf uydurabilmek için 20.05.2012 tarihli genel kurul toplantısının 5. maddesi ile önceki genel kurullarda faize ilişkin alınan kararlara göre faiz alınması şeklinde, üyeleri bağlayıcı karar alındığını, kararın 5. maddesinin yasaya ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, 20.05.2012 tarihli genel kurul kararının 5. maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif ortaklarından üyelik devraldıklarını ve buna dayanarak kooperatife başvurduklarını, ancak davalı kooperatifçe üyelik başvurularının kabul edilmediğini, bunun üzerine 2007 yılından itibaren, Bakırköy Ticaret Mahkemeleri nezdinde üyeliklerinin tespiti için yaklaşık otuz civarında dava açıldığını, bu davaların müvekkilleri lehine sonuçlanıp kesinleştiğini, tüm bu yargılama aşamasının yaklaşık 5 yıl kadar sürdüğünü ve 2012 yılı itibariyle kabul ile sonuçlandığını, kooperatifin bu davaların haksız olduğunu bilerek temyiz edip süreci uzattığını, yönetim kurulunun 20.05.2012 tarihli genel kurulda, genel kurula sunulacak raporlarda yer alan “hukuksal faaliyetler” başlıklı bölümünde açılan bu davalar ve ceza davaları ile ilgili hususlarda üyelere yeterli bilgi verilmediğini, oysaki bu davalarda kooperatifin 200.000,00-300.000,00 TL kadar yargılama masrafı ödemek zorunda kaldığını, yönetim kurulu üyelerinin keyfi tutumları nedeniyle açılan bu davalar nedeniyle kooperatifin zarara uğratıldığını, yine yöneticiler hakkındaki ceza davaları ve suç duyuruları ile ilgili ortaklara kasıtlı olarak bilgi verilmediğini, buna rağmen 20.05.2012 tarihli genel kurulun 4. maddesinde yer aldığı üzere ibra edildiklerini, genel kurulun bu maddesinin de yasaya ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, 20.05.2012 tarihli genel kurul kararının 4. maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davacıların dava konusu genel kurul kararına muhalefet şerhi koymadıkları için dava açma hakları olmadığını ve dava şartının eksik olduğunu, müvekkili kooperatifin yetkili organı olan genel kurulda, faize ilişkin karar alındığını, bu kararın yönetim kurulunca yerine getirilmek zorunda olduğunu, bu nedenle alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava konusu genel kurul kararında, toplantı ve karar yeter sayısının bulunduğu, genel kurula bilgi verilmediği iddia edilen davaların, iptali talep edilen genel kurul tarihinden 5 yıl kadar önce açıldıkları, 20.05.2012 tarihli genel kurul tarihinden önce bu süreçte birden fazla genel kurul toplantısı yapılarak yönetim kurulu üyelerinin ibra edildikleri, 5 yıl önce açılan davalar hakkında bilgi verilmediği ve kooperatifin zarara uğratıldığı iddiasının 2011 yılına ilişkin yapılan 20.05.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın iptaline sebep olarak gösterilemeyeceği, yönetim kurulu üyeleri hakkında devam etmekte olan ceza davasının derdest olup, genel kurul tarihi itibari ile kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığından ibra kararının iptaline sebep olamayacağı, davalı kooperatifin anasözleşmesinin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek yetkisinin genel kurulda olduğu, ortakların tümünü ilgilendiren konularda alınan genel kurul kararlarının tebliğe ihtiyaç göstermeden genel kurula katılan veya katılmayan bütün ortakları bağladığı, Kooperatifler Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca kooperatif ortaklığını devir alan kişinin, o ortaklığı tüm hakları ve borçları ile devir almış olduğu, var ise eski borçlarından ve bu borçların gecikme faizinden de sorumlu olacağı, Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesinde işaret edilen ortaklar arasındaki eşitlik ilkesinin bir gereği olarak, mahkeme kararı ile üye olanların aidatlarına geçmiş dönemde alınan faiz oranları üzerinden gecikme zammı uygulanması yönünde alınan karar bakımından, önceki genel kurullarda gecikme zammı alınmasına ilişkin genel kurul kararlarının bulunduğu ve bu kararların iptal edildiği yönünde bir bilgi ve belge sunulmadığı, bu nedenle genel kurul kararının, dava konusu ilgili maddelerinin, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz etmiştir.
    1-Asıl davada, davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    a) Dosyadaki yazılara, gerektirici sebeplerle, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle gerekçede dayanılan 35. maddenin kooperatife yeni giren ortakların, kooperatifin üçüncü kişilere olan borçlarından mevcut diğer ortaklar gibi sorumlu olduklarına ilişkin olmasına, üyeliği devir alanların, devir edenlerin borçlarından kooperatife karşı sorumlu olmalarına ilişkin varılan sonucun dayanağının anasözleşmenin 17/3. maddesi olarak gösterilmesi gerekirken, 35. madde olarak belirtilmesinin sonuca bir etkisinin bulunmamasına göre, asıl davada davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    b) Mahkemece, hükmün gerekçe bölümünde, asıl davada davacılar F.. Y.., Hacı Okur, K.. O.. ve E.. O.."un toplantıya katılarak ret oyu kullandıkları ve muhalefet şerhini tutanağa geçirmiş oldukları, bu nedenle asıl davada, bu davacılar yönünden değerlendirme yapılması yoluna gidildiği isabetli olarak tespit edilmesine rağmen, asıl davada, tüm davacılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir. Mahkemece asıl davada, davacılar B.. Y.., N.. D.., Ö.. U.., E.. K.., E.. K.., İ.. P.., E.. P.. ve L.. İ.. yönünden muhalefet şerhi koşulunun, genel kurul kararının iptali davasında, HMK"nın 114/2. maddesi hükmü yollamasıyla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesi ve anasözleşmenin 38. maddesi hükmünde aranan dava şartlarından olduğu gerekçesiyle HMK"nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, adı geçen davacılar yönünden de davanın esastan reddi doğru olmamış ise de; karar sonucu itibariyle doğru olduğundan asıl davada muhalefet şerhi bulunmayan davacılar B.. Y.., N.. D.., Ö.. U.., E.. K.., E.. K.., İ.. P.., E.. P.. ve L.. İ.. yönünden HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçe değiştirilerek; muhalefet şerhi bulunan F.. Y.., H...., K.. O.. ve E.. O.. yönünden ise, hükümde yazılı gerekçelerle onanması; hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca, hüküm fıkrasının 1. bendindeki, "asıl davanın ve" ibaresi çıkarılarak, yerine "asıl davada davacılar B.. Y.., N.. D.., Ö.. U.., E.. K.., E.. K.., İ.. P.., E.. P.. ve L.. İ.. yönünden, HMK"nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca, davanın usulden; asıl davada davacılar F.. Y.., H.... K.. O.. ve E.. O.. yönünden ise esastan ve " ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    2- Birleşen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Birleşen dava konusu, genel kurul kararının 4. maddesinde, yönetim ve denetim kurulunun ibrasına, bilanço gelir gider defterlerinin onaylanmasına, oyçokluğu ile karar verilmiştir.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 380. maddesi “ Bilançonun tasdikine dair olan umumi heyet kararı, aksine sarahat olmadığı takdirde, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıpların ibrasını tazammun eder. Bununla beraber bilançoda bazı hususlar belirtilmemekte veyahut bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine mani yanlış bir takım hususları ihtiva etmekte ise, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıplar, bilançonun tasdikiyle ibra edilmiş olmazlar.” hükmünü içermektedir. Buna göre ibra, kooperatifin gerçek durumunu yansıtmalıdır. Bilanço ve gelir gider tablosu tüm ayrıntıları ile açıklanıp irdelenmişse, genel kurulca verilen ibra kararı, gerçek anlamda borçtan kurtarma ve aklama niteliğini taşır. İbra, sadece genel kurulun bilgisine sunulan işlemleri içerir. Açıklanmamış, belgeye dayandırılmamış ve vasat yetenekli bir ortağın anlayamayacağı konularda ibra yok sayılır.
    İbraya ilişkin genel kurul kararının yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olması halinde davacının bu kararın iptali hususunda dava açmakta hukuki yararı mevcut olup, bu iddiaların ancak açılacak bir şahsi sorumluluk davasında ileri sürülebileceğinden bahisle iptal davası açmakta hukuki yararın bulunmadığı sonucuna varılamaz. Kaldı ki, ibra kararının neticeleri sadece sorumluluk davası ile ilgili de değildir. Davacı tarafça ileri sürülen hususlardan bir kısmı doğrudan kooperatif zararı ile ilgili bulunduğundan bu hususlar üzerinde durularak iddiaların varid olup olmadığı ve ibra kararı verilmesine engel oluşturup oluşturmayacağı açıklığa kavuşturularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca kural olarak ayrıntılı şekilde görüşülerek alınan bir ibra kararı yöneticiler hakkında TTK"nın 341. maddesi kapsamında sorumluluk davası açılmasına engel oluşturacağından, ibra kararının iptali için dava açılmasında hukuki yarar bulunduğu bir
    gerçektir. Nitekim, mahkemece de, hukuki yararın varlığı kabul edilmiş olup, birleşen dava esastan reddedilmiştir.
    Dosya kapsamından, birleşen davada davacılar F.. Y.., H...., K.. O.., E.. O.. ve Ö.. U.."a ait üyelik tespitine ilişkin mahkeme kararlarının bulunduğu, davacılar H....ve Ö.. U.."un açmış oldukları üyelik tespiti davalarında, mahkemece verilen kararların işbu davadan sonra kesinleştiği anlaşılmış, 30 üyenin her biri tarafından haksız olarak üyeliğe kabul edilmediğinden bahisle 30 ayrı dava açıldığı ve yargılama sürecinin yaklaşık 5 yıl sürdüğü, tüm davaların, davacılar lehine sonuçlanıp, Yargıtay tarafından onandığı hususlarının iddia edildiği, diğer üyeler tarafından açılan davalar ile ilgili bilgi olmadığı anlaşılmış, kararların hangi tarihte kesinleştiği ise anlaşılamamıştır. Mahkemece sanki bu davalar, dava konusu genel kuruldan önceki yıllarda kesinleşmiş ve yargılama giderleri o yıllara ait faaliyet raporlarında ve bilançoda açık ve seçik olarak gösterilmiş gibi kabul edilerek sonuca varılmış olup, bu kabulü haklı kılan yeterli inceleme yapılmamış ve bunu kesin olarak doğrulayan kanıtlara rastlanmamıştır.
    Bu durumda, mahkemece, yargılama giderleri ile ilgili iddia edilen zararın herbir davanın sonunda verilen kararın kesinleştiği tarihte oluştuğu, buna göre 2012 yılından önce yapılan genel kurullarda alınan ibra kararının, ancak herbir genel kurul tarihinden önce üyelik tespiti kararının kesinleşmesi ve ibra edilen faaliyet raporlarında ve bilançoda yargılama giderleri olarak açıkça gösterilmesi halinde geçerli sonuç doğurmasının ve davanın reddine dayanak yapılmasının mümkün olduğu gözetilerek kesinleşme tarihlerinin belirlenmesi, 20.05.2012 tarihli genel kurulda görüşülen ve oylanan bilanço, gelir gider raporu ile yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporu ile varsa soruşturma raporu, üyeliğe haksız kabul edilmeme hususu ile ilgili yöneticiler hakkında açılmış ceza davası var ise buna ilişkin dosya getirtilerek, 4. gündem maddesinin iptali istenen genel kurulda oylanan faaliyet raporlarında ve bilançoda yer alan yargılama giderleri değerlendirilip, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 86. maddesine dayalı olan ve 11.06.2008 tarihli ve 26903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan tebliğlerde belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, raporların gerekli tebliğ ve ilan işlemlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, ibranın gerçek anlamda yapılıp yapılmadığı hususlarında açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, oluşacak uygun sonuç dairesinde, tarafların iddiaları ve savunmaları ile 6762 sayılı TTK"nın 327., 354. ve 380. madde hükümleri de değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (1b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl dava yönünden verilen hükmün, davacılar B.. Y.., N.. D.., Ö.. U.., E.. K.., E.. K.., İ.. P.., E.. P.. ve L.. İ.. yönünden gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1. bendindeki, "asıl davanın ve" ibaresi çıkarılarak, yerine "asıl davada davacılar B.. Y.., N.. D.., Ö.. U.., E.. K.., E.. K.., İ.. P.., E.. P.. ve L.. İ.. yönünden, HMK"nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca, davanın usulden; davacılar F.. Y.., Ha...., K.. O.. ve E.. O.. yönünden ise esastan ve " ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi