Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/20434 Esas 2017/1594 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20434
Karar No: 2017/1594
Karar Tarihi: 20.02.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/20434 Esas 2017/1594 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/20434 E.  ,  2017/1594 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tanıma ve tenfiz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, vasiyet eden ..."nın malvarlığının davacıya verilmesini vasiyet ettiğini,vasiyet edenin yasal mirasçılarının kardeşleri olduğundan saklı paylarının olmadığını ileri sürerek Victoria Temyiz Mahkemesi vasiyetname onay yargılamasına ait 05/10/2010 tarihli vasiyetnamenin açılması ve onaylanmasına ilişkin kesinleşen yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, derdest dava olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, derdestlik nedeni ile davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davanın açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biri de derdestliktir.
    Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ( derdest) ise, aynı konunun ( uyuşmazlığın ) yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir ( olumsuz dava şartı ). Çünkü, aynı konuda iki dava açılmasında davacının hukuken korunmaya layık bir menfaati yoktur. Bundan başka, ayrı ayrı görülen davalar mahkemelerin iş yükünü artırdığı gibi, çelişik kararlar çıkması ihtimali adalet açısından benimsenemez .Daha önce , HUMK nun 187/4. maddesinde bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus, HMK nun 114/1,ı maddesi ile, yerinde olarak, dava şartı haline getirilmiştir.
    Somut olayda, eldeki davada vasiyetnamenin açılması ve onaylanmasına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin talep edildiği , ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2011/374 esas sayılı ve derdestlik itirazına konu davada ise veraset belgesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin talep edildiği , her iki davada da davaya konu edilen yabancı mahkeme kararının da aynı olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece eldeki davada vasiyetnamenin açılması ve onaylanmasına ilişkin tanıma ve tenfiz talep edildiğine göre , aynı yabancı mahkeme kararına dayalı olsa da veraset belgesine ilişkin tanıma ve tenfize ilişkin davanın derdestlik oluşturmayacağı düşünülerek taraf delilleri toplanarak esastan bir karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirmeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir .
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.