Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1678
Karar No: 2020/2500
Karar Tarihi: 03.03.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1678 Esas 2020/2500 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı aracının müvekkiline ait beton aydınlatma direğine çarparak kullanılmaz hale geldiği, davalının %100 kusurlu olduğu ve zararın karşılanmadığı gerekçesiyle tazminat talep etmiştir. Davalılar ise kusuru kabul etmediklerini ve zararın başka bir aracın sebep olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme, uzman bilirkişilerden alınan raporlara dayanarak davacının kusursuz olduğunu ve davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirlemiştir. Karayolları Trafik Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu'na göre, zarar gören kişi talebini herhangi bir kusur indirimi yapmadan tüm sorumlulardan talep edebilir. Bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Davalı Türk Sigorta AŞ hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu dava aleyhine karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanunu.
17. Hukuk Dairesi         2018/1678 E.  ,  2020/2500 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı taraf aracının, müvekkiline ait beton aydınlatma direğine çarparak kullanılmaz hale getirdiğini, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu, 3.327,34 TL tutarında zarar olduğunu, davalı sigortacının ihbara rağmen zararı ödemediğini belirterek 3.327,34 TL"nın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili ve ..., kusuru, hasar miktarını kabul etmediğini, kazaya plakası alınamayan 3.bir aracın sebebiyet verdiğini, davacı tarafında elektrik direğinin etrafına korunak yapmaması, çelik konstrüksiyon yerine beton direk yapması, derin zemin çalışması ile direğin kurulmaması sebebiyle kusurlu bulunduğunu, zarardan diğer davalı sigortacının sorumlu olduğunu, temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... Türk Sigorta A.Ş vekili, sigortalının kusuru oranında, poliçe limitine kadar gerçek zarardan sorumlu olduklarını, kusuru, tazminat miktarını kabul etmediğini, davacının eksik belge ile müracaatı nedeniyle hasar dosyası açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu ve hükmüne uyulan dairemiz bozma ilamına göre davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile 898,38 TL"nin davalılar ... ile ... yönünden olay tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren,
    diğer davalı ... Türk Sigorta A.Ş. yönünden ise temerrüt tarihi olan 17/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, beton aydınlatma direğine davalı ..."ün çarpması sonucunda direğin zarar görmesi nedeniyle davalılardan tazminat isteminde bulunmuştur.Dairemiz bozma ilamına uyularak konusunda uzman bilirkişilerden kusur tespitine ilişkin rapor alınmış, buna göre 15.05.2016 tarihli elektrik mühendisi raporunda davacının beton aydınlatma direğinin yerleştirilmesinde kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı, 08.03.2016 tarihli makina mühendisi raporunda ise terditli değerlendirme yapılmış ve mahkemece esas alınan ikinci hale göre davalı ..."in %30, plakası bilinmeyen aracın ise %70 kusurlu olduğu rapor edilmiş ve davalı taraf %30 kusur oranından sorumlu tutularak tazminata hükmedilmiştir.
    Karayolları Trafik Kanunu"nun 88. maddesinde "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.Yine 6098 sayılı TBK"nun 61. maddesinde "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK"nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır. Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların
    birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği,davacı Şirketin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı taraf,davasını kazada kusurlu olanlardan birine yöneltmiş, dava dışı plakası bilinmeyen araç sürücüsünün de kusurunun bulunması davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
    Bu durumda mahkemece; davaya konu kazada davacının kusurlu olmadığı ve zarar gören kusursuz 3. kişi konumunda olduğu, talebini, davalılara müştereken müteselsilen yöneltmesinin B.K."da öngörülen teselsül kurallarına açık bir şekilde dayandığının kanıtı olduğu (HGK 24.06.1983 gün 1981/533E.-1983/724K) hususları gözetilmek suretiyle, davacı için tazminatın belirlenmesinde herhangi bir kusur indirimi yapılmaması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.
    2-Yargıtay"ca bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Yalnızca bozulan kısımlar hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece verilen ilk karar davalı ... tarafından temyiz edilmemiş ve bu davalı yönünden kesinleşmiş ve davacı lehine davalı ... Şirketinin sorumlu olduğu tutar yönünden usuli kazanılmış hak doğmuştur.O halde Davalı ... Sigorta AŞ hakkında " yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" biçiminde karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalı yönünden davacının aleyhine olacak biçimde yeniden hüküm kurularak karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi