17. Hukuk Dairesi 2018/1678 E. , 2020/2500 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı taraf aracının, müvekkiline ait beton aydınlatma direğine çarparak kullanılmaz hale getirdiğini, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu, 3.327,34 TL tutarında zarar olduğunu, davalı sigortacının ihbara rağmen zararı ödemediğini belirterek 3.327,34 TL"nın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili ve ..., kusuru, hasar miktarını kabul etmediğini, kazaya plakası alınamayan 3.bir aracın sebebiyet verdiğini, davacı tarafında elektrik direğinin etrafına korunak yapmaması, çelik konstrüksiyon yerine beton direk yapması, derin zemin çalışması ile direğin kurulmaması sebebiyle kusurlu bulunduğunu, zarardan diğer davalı sigortacının sorumlu olduğunu, temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Türk Sigorta A.Ş vekili, sigortalının kusuru oranında, poliçe limitine kadar gerçek zarardan sorumlu olduklarını, kusuru, tazminat miktarını kabul etmediğini, davacının eksik belge ile müracaatı nedeniyle hasar dosyası açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu ve hükmüne uyulan dairemiz bozma ilamına göre davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile 898,38 TL"nin davalılar ... ile ... yönünden olay tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren,
diğer davalı ... Türk Sigorta A.Ş. yönünden ise temerrüt tarihi olan 17/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, beton aydınlatma direğine davalı ..."ün çarpması sonucunda direğin zarar görmesi nedeniyle davalılardan tazminat isteminde bulunmuştur.Dairemiz bozma ilamına uyularak konusunda uzman bilirkişilerden kusur tespitine ilişkin rapor alınmış, buna göre 15.05.2016 tarihli elektrik mühendisi raporunda davacının beton aydınlatma direğinin yerleştirilmesinde kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı, 08.03.2016 tarihli makina mühendisi raporunda ise terditli değerlendirme yapılmış ve mahkemece esas alınan ikinci hale göre davalı ..."in %30, plakası bilinmeyen aracın ise %70 kusurlu olduğu rapor edilmiş ve davalı taraf %30 kusur oranından sorumlu tutularak tazminata hükmedilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu"nun 88. maddesinde "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.Yine 6098 sayılı TBK"nun 61. maddesinde "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK"nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır. Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların
birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği,davacı Şirketin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı taraf,davasını kazada kusurlu olanlardan birine yöneltmiş, dava dışı plakası bilinmeyen araç sürücüsünün de kusurunun bulunması davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Bu durumda mahkemece; davaya konu kazada davacının kusurlu olmadığı ve zarar gören kusursuz 3. kişi konumunda olduğu, talebini, davalılara müştereken müteselsilen yöneltmesinin B.K."da öngörülen teselsül kurallarına açık bir şekilde dayandığının kanıtı olduğu (HGK 24.06.1983 gün 1981/533E.-1983/724K) hususları gözetilmek suretiyle, davacı için tazminatın belirlenmesinde herhangi bir kusur indirimi yapılmaması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.
2-Yargıtay"ca bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Yalnızca bozulan kısımlar hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece verilen ilk karar davalı ... tarafından temyiz edilmemiş ve bu davalı yönünden kesinleşmiş ve davacı lehine davalı ... Şirketinin sorumlu olduğu tutar yönünden usuli kazanılmış hak doğmuştur.O halde Davalı ... Sigorta AŞ hakkında " yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" biçiminde karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalı yönünden davacının aleyhine olacak biçimde yeniden hüküm kurularak karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.