16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1398 Karar No: 2017/1542 Karar Tarihi: 14.03.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/1398 Esas 2017/1542 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/1398 E. , 2017/1542 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat ... ve ...Belediye Başkanlığı vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., ... Mahallesi kadastro çalışma alanında bulunan sınırlarını belirttiği tapulama harici yaklaşık 1500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı Hazine vekili verdiği cevap dilekçesi ile taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın dere yatağı olarak tespit dışı bırakıldığı 1982 yılı ile dava tarihi arasında makul süre olmadığı, davacının dava açma süresini kaçırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi davanın nitelendirilmesinde dahi hataya düşülmüştür. TMK"nın 713/1. maddesinde; "tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda da, davacı imar-ihyaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro sırasında dere yatağı olarak bırakılan taşınmazın adına tescili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Hal böyle olunca; Mahkemece davanın açıldığı tarihe kadar TMK"nın 713/1. Maddesinde öngörülen şartların davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi amacıyla, toplanmış ve toplanacak tüm deliller ışığında işin esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davanın kadastrodan önceki sebebe dayalı olduğu şeklindeki nitelendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığının göz ardı edilmesi de isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.