12. Ceza Dairesi 2019/11998 E. , 2019/12245 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hükümler : Sanıklar hakkında 765 sayılı TCK"nın 455/2-3, 59/2, 72, 40, 647 sayılı Kanun’un 4/1, 5-6. maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri, katılanlar vekilleri ve şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Şikayetçi vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu gerek Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11.04.2000 tarihli ve 65–69, 22.10.2002 tarihli ve 234–366, 04.07.2006 tarihli ve 127–180, 03.05.2011 tarihli ve 155–80, 21.02.2012 tarihli ve 279–55, 15.04.2014 tarihli ve 599-190, 28.03.2017 tarihli ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25.03.2003 tarihli ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında, şikayetçi TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün gerek tren kazası neticesinde ölüme neden olma gerek taksirle öldürme suçlarının mağduru olmaması ve anılan suçlardan dolayı doğrudan zarar görmemesi nedeniyle 31.01.2019 tarihli duruşmada katılan sıfatının kaldırılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümleri temyiz hakkı bulunmayan şikayetçi TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
B) Sanıklar müdafilerinin ve katılanlar vekillerinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Sanıklara isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran 765 sayılı TCK"nın 455/2. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç, 765 sayılı TCK"nın 102/3. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre, 765 sayılı TCK"nın 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 22.07.2004 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK"nın 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 15 yıllık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de CMK"nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, sanıklar müdafiilerinin ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükümlerin sair yönleri incelenmeksizin gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanıklar hakkındaki kamu davalarının 765 sayılı TCK"nın 102/3, 104/2. ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince ayrı ayrı DÜŞMESİNE, adli emanetin 2004/51 eşya defter numarası sırasında kayıtlı 80 cm. ray demiri, 19 parça ray bağlantı demiri ile betona bağlantılı 2 adet demir telin İMHASINA, adli emanetin 2004/536 eşya defter numarası sırasında kayıtlı 16 adet dosya ile dosya içerisindeki tüm evrakların ve adli emanetin 2005/171 eşya defter numarası sırasında kayıtlı naylon poşet içerisinde 1 adet CD ile 1 adet disketin DOSYADA DELİL OLARAK SAKLANMASINA, 25.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.