8. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/6022 Karar No: 2010/1212 Karar Tarihi: 22.03.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/6022 Esas 2010/1212 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2009/6022 E. , 2010/1212 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Sulh Hukuk Hâkimliğinden verilen 24.07.2009 gün ve 52/253 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu 122/8 parsel sayılı taşınmaz 23.05.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit görüp, tapuya tescil edilmiştir. Kadastro tespiti sırasında taşınmaz üzerinde davacılar Mehmet oğlu Salih ve ...’nın dedelerinden kaldığını iddia ederek bu yeri sahiplendikleri de belirtilmiştir. Davacılar, dava konusu taşınmazın zilyetliklerinde bulunduğunu, kendilerine miras yoluyla intikal ve taksim sonucu geçtiğini iddia etmişler, 10.04.2009 tarihli duruşmada dava konusu taşınmazın önceleri babaları tarafından onun ölümüyle de kendilerinin harman yeri olarak kullandıklarını ileri sürmüşlerdir. Mahallinde yapılan 08.07.2009 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve şahitler dava konusu taşınmazın davacıların babası Mehmet Akkaya’ya ait harman yeri olduğunu 1950’li yıllardan ölünceye kadar davacının babasının bu yerde harman zamanı elde ettiği ürünleri döktüğünü, harman zamanı dışında ise bu yerin boş kaldığını, davacıların muris babalarının vefatından sonra dava konusu yerin taksimen davacılara kaldığını, davacıların taşınmazı harman yeri olarak kullanmaya devam ettiklerini, harman zamanı nohut ve mercimek gibi ürünleri hasat edip buraya döktüklerini, harman zamanı dışında ise bu yere tarım aletlerini koyduklarını söylemişlerdir. Harman yerleri özel olabileceği gibi genel olarak köylünün tamamının istifadesine ait de olabilir. Dinlenen mahalli bilirkişi ve şahit beyanlarına göre dava konusu taşınmazın kullanılan bölümünün özel harman yeri olduğu anlaşılmaktadır. Özel harman yerlerinde, harman yeri vasfına uygun olarak malik sıfatıyla başka bir deyişle ekonomik amaca uygun olarak sürdürülen zilyetliğe değer vermek gerekir. Davacıların bu anlamda önceki malik babalarıyla birlikte sürdürdükleri zilyetlik süresi iktisap için yeterlidir. Ancak taşınmaz 2586,22 m2 yüzölçümündedir. Bu miktardaki bir yerin özel harman yeri olarak kullanılması nitelik itibariyle abartılıdır. Harman yerleri genellikle hasat edilen ürünün döküldüğü, toplandığı ve bilahare de tarım aletlerinin muhafaza edildiği yerler olup miktar itibariyle çok büyük yerler değillerdir. Davacıların zilyetliğine değer verilmekle beraber taşınmazın miktarı üzerinde de durulması gerekir. Hazine adına tespit gören yerin tamamının davacılar adına tesciline karar verilmeden önce harman niteliğiyle kullanılan yerin belirlenmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.