10. Ceza Dairesi 2016/2915 E. , 2017/2518 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 20.06.2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’ün mahkûmiyetine ilişkin Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 05/05/2010 tarihli ve 2010/372 esas, 2010/599 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 11/07/2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 23.02.2010 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun’un 50/1-f maddesi gereğince 5 ay süreyle kamuya yararlı bir işte çalıştırma seçenek yaptırımına çevrilmesine dair Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 05/05/2010 tarihli ve 2010/372 esas, 2010/599 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip infazına başlandığı ve 06.08.2012 tarihinde infazının tamamlandığı,
2- Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07.04.2016 tarihli yazısı ile, sanığın adli sicil kaydında yer alan bu ilam başka mahkemelerce tekerrüre esas alındığından, 6545 sayılı Kanun uyarınca sanığın durumunun yeniden değerlendirilmesinin talep edilmesi üzerine, mahkemece öncelikle sanık hakkında delil yokluğundan beraat kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulmasının talep edildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre,
1- Sanığın hırsızlık suçundan alınan ifadesinde uyuşturucu satın almak amacıyla hırsızlık suçunu işlediğini beyan etmesi üzerine hakkında atılı suçtan soruşturma başlatıldığı ve kovuşturma aşamasında da suçunu ikrar ettiği anlaşılmış ise de; soruşturma aşamasında sanığa ait herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemediği gibi, bu maddeleri kullandığına ilişkin tıbbi bir bulguya da ulaşılamadığı; böylelikle, sanığın soyut ikrarı dışında, uyuşturucu ya da uyarıcı madde kullandığını somut bir olgu olarak ortaya koyan, her türlü şüpheden uzak, yasal ve yeterli herhangi bir kanıtın bulunmadığının anlaşılması nedeniyle, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulmasında,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun"un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191. maddesi uyarınca, uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, mahkemece, aynı maddenin (2) veya (6). fıkralarındaki olasılıklardan hangisi tercih edilirse edilsin, sanık, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmamış ise sadece denetimli serbestlik tedbirine, bu maddeleri kullanmış ise tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine hükmedilmesinde zorunluluk bulunduğu, anılan tedbirlerin uygulanması yönünden mahkemeye takdir hakkı tanınmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 05/05/2010 tarihli ve 2010/372 esas, 2010/599 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanığın, suç tarihi olan 23.02.2010 tarihinde bir hırsızlık olayına ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında müdafii eşliğinde şüpheli sıfatı ile alınan kolluk ifadesinde, eroin kullandığını ve eroin satın almak için hırsızlık yaptığını beyan etmesi üzerine, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı bir soruşturma kaydı yapılıp açılan kamu davası sonucunda, mahkeme huzurunda da aynı ifadesini tekrar ettiği ve başka bir araştırma yapılmadan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de, mahkûmiyet gerekçesinde CMK’nın 230. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen hususların özellikle sübuta ilişkin delillerin gösterilmediği görülmekle, açık hukuka aykırılık nedeniyle yapılan incelemede; kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemeyen ve suç tarihinde uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanmayan sanığın soyut ikrarı dışında atılı suçu işlediğini somut bir olgu olarak ortaya koyan, suçun konusunu oluşturan uyuşturucu madde ve hiçbir maddi delil bulunmadığı cihetle, maddi unsurun eksik olması nedeniyle suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerindedir.
Bir nolu talebin kabul edilmesi nedeniyle, (2) numaralı kanun yararına bozma talebi konusuz kaldığından, bu talebin incelenmesine gerek görülmemiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 05/05/2010 tarihli ve 2010/372 esas, 2010/599 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak; sanığın BERAATİNE ve CEZASININ BÜTÜN SONUÇLARIYLA KALDIRILMASINA, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 08.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.