Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12527
Karar No: 2015/10833
Karar Tarihi: 14.05.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/12527 Esas 2015/10833 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/12527 E.  ,  2015/10833 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R
    Dava, davacının davalı işverene ait plastik atölyesinde 23.06.2008-27.12.2008 tarihleri arasında kalıp bölümünde hizmet aktine dayalı sigortalı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 20.06.1994 doğumlu olan davacının tespit istemine konu dönemde herhangi bir işyerinde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, sigortalı çalışmalarının dava dışı işyerinde 2009 yılı 6.aydan itibaren başladığı, davalıya ait .... sicil numaralı işyerinin 23.03.2007-31.08.2008 tarihleri arasında 506 Sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, tespite konu dönem bordrolarında davacının yer almadığı, dinlenen bordro tanıklarının bir kısmının davacıyı tanımadıklarını beyan etmesine karşın bir kısmının ise çalışmayı doğrulayarak davacının şirketin atölye kısmında çalıştıklarını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan hizmetin geçtiği tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa"nın 3/II-B maddesine göre “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu kanunun 35’inci maddesi hükümleri uygulanmaz” yine 5.6.1986 tarihli 19.6.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’nun 10.maddesinde "çırak olabilmek için 14 yasını doldurmuş olmak 19 yaşından gün almamış olmak gerektiği", 13. Maddesinde çıraklık sözleşmesinin, çırağın sözleşme süresi içinde reşit olması halinde, çırağın rızası ile devam edeceği, bu Kanunun çıraklık sözleşmesine dair hükümleri ile onsekiz yaşını doldurduktan sonra sözleşmesi devam eden çıraklar hakkında 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı, 29.6.2001 tarihli 4702 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki ve uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 14. Maddesindeki düzenleme de ise çıraklık süresinin 3-4 yıl olduğu bildirilmiştir.
    Bu davada çözümlenmesi gereken hukuki sorun, hangi durumda gerçek bir çıraklık ilişkisinden söz edileceği noktasında toplanmaktadır. Çıraklık Kanunu"na göre kurulan çıraklık okullarında okuyanlar çırak sayılır. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliğini belirlemede, bir başka ifade ile davacının dava konusu dönemde çırak olup olmadığına karar verirken çıraklık sözleşmesi hükümlerine göre değil, çalışma ilişkisine bakarak bir sonuca varmalıdır. Gerçekten Çıraklık Sözleşmesinde akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma değil, bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyor ise bu durumda, çıraklık ilişkisinden söz edilemez. Zira burada gerçekleşen; işçinin emeğiyle işyeri ve işverene katkıda bulunmasıdır ki bu da ancak bir hizmet ilişkisi ile söz konusu olur. Kişi Kurumca çırak olarak bildirilmiş ise, çırak olmadığını ispat külfeti kişiye düşer. Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği tespit edilirken, daha doğrusu davacının davalı işyerinde çırak olarak çalışmakta iken 19 yaşından gün almaya başladığı tarihten itibaren çalışmasına çırak olarak mı yoksa diğer kadrolu işçiler gibi üretime yönelik mi çalıştığı sorusuna cevap bulabilmek için “çalışma ilişkisine ve biçimine” bakmak gerekmektedir.
    Öte yandan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Yapılacak iş; öncelikle davalı işverenin Kurumda bulunan dönem bordrolarında varsa davacı ile aynı işyerinde çalışan diğer kayıtlı tanık beyanlarına başvurmak, kayıtlı tanık bulunamaz ise, zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan diğer işverenler ile bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek, davacının hizmet aktiyle ve üretime yönelik, işçi sıfatıyla mı çırak sıfatı ile mi çalışmasının olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra 506 Sayılı Yasa"nın 60/G maddesinide dikkate alarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi