20. Hukuk Dairesi 2016/2906 E. , 2017/7588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede yapılan kadastro çalışması sırasında Çekişmeli ... ili, ... ilçesi, ... köyü ... mevkiinde bulunan 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 228.095,34 m2 yüzölçümü ile orman niteliğinde davalı Hazine adına tespit edilmiş, sonuçları 14.10.2008 – 13.11.2008 tarihleri arasında ilan edilmiş, itirazsız kesinleşmiştir. Halen Hazine adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı gerçek kişi 24/06/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 1937 tarih ve 100 nolu arazi tahrir kaydına dayanarak dilekçesinde sınırlarını bildirdiği çekişmeli taşınmaz içinde kaldığını belirttiği iki parça taşınmazda lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğunu ileri sürerek tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
Mahkemece taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz ve kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı(zilyetlik) tapu iptal ve tescil davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu ve bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 11/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.