8. Ceza Dairesi 2019/23393 E. , 2020/9315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Sanık hakkında sahte üretilmiş kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlama suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde;
Sanığın, mağdura ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle oluşturulan sahte belgelerle müracaatla kredi kartı çıkartmak ve bu kredi kartını kullanmaktan ibaret eyleminin TCK.nın 245/2, 43/1 ve 245/3., 43/1. maddelerine uyan suçları oluşturduğu gözetilmeden tek suç kabulüyle yazılı biçimde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, sübuta, zararı giderdiğine, uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda, dosya kapsamında ve UYAP sisteminde yapılan araştırmada, sanığın benzer nitelikteki fiili nedeniyle Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/64 Esas, 2011/358 Karar sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetine karar verildiği ve hükmün kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; sanığın her iki dosyadaki eylemlerinin, her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun suç ve iddianame tarihleri de dikkate alınarak dosya arasında bulunan Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2010/64 Esas, 2011/358 Karar sayılı dosya irdelenmek suretiyle tartışılması, kesinleşmiş hükmün zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde zincirleme suç ve teşdit hükümleri gözetilerek hüküm kurulması ve tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.