15. Ceza Dairesi 2017/4463 E. , 2019/9327 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık ... hakkında: Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından Beraat
Sanık ... hakkında: TCK"nın 158/1-e, 43/1, 62, 52/2, 52/4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK"nın 204/1, 62 (dört kez) ve CMK 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’nun beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından, nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ...’nun mahkumiyetine ve resmi belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı, sanık ... müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin, sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itiraz mercii olan İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesine vermiş olduğu 24/04/2013 havale tarihli itiraz dilekçesi hakkında mahallinde itiraz mercii olan İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince karar verilmesi mümkün görülmüş ve 5271 sayılı CMK"nın 264. maddesine göre, kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, sanık ... hakkında ki nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden, katılan vekilinin itiraz dilekçesinin, temyiz talebi niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanık ...’nun eczane sahibi olduğu ve yanında çalışan sanık ... ile birlikte, ...Yaşlı Bakım ve Huzurevi Müdürlüğü sakinleri adına, onlardan habersiz ve rızaları dışında adlarına ilaçlar yazdırılıp sosyal güvenlik kurumuna fatura edildiği ve kurumu zarara uğrattıkları, sanıkların bu surette iştirak halinde zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık müdafii tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
a-Nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmüne yönelik, sanık müdafiinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede:
Sanığın yokluğunda 18/04/2013 tarihinde verilen hükmün, sanığa 15/05/2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, hüküm tarihinden sonra vekil tayin edilen katılan vekilinin 1412 sayılı CMUK"un 310/1 maddesinde belirtilen 1 haftalık süre geçtikten sonra yaptığı 07/06/2013 havale tarihli temyiz inceleme başvurusunun 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
b-Resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik, sanık müdafiinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede:
5271 sayılı CMK"nun 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından, 5271 sayılı CMUK"nun 264.maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, sanık müdafisinin temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine ve sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik, katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Suça konu sahte belgelerin aslının dosyaya getirtilerek, yapılan sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu belgelerin mahkeme tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Sanıkların eylemleri nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun zararının olup olmadığının denetime olanak verecek şekilde bilirkişi raporu ile tespit edilmesi ve zarar tespit edilirse, bu zarardan kimin menfaat sağlayarak uhdesinde tuttuğu SGK ve paranın yatırıldığı ilgili bankadan da araştırılarak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.