14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5382 Karar No: 2017/7473 Karar Tarihi: 11.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/5382 Esas 2017/7473 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/5382 E. , 2017/7473 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.04.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılar ile dava dışı ... arasında noterde yapılan 06.06.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıların 386 parsel sayılı taşınmazdaki tüm hak ve paylarını ..."a satmayı vaadettiğini, ..."ın da noterde yapılan 26.09.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile bu paylarını müvekkiline satmayı taahhüt ettiğini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödendiğini, müvekkilinin davaya konu paylara tekabül eden kısmı teslim alarak kullanmaya başladığını ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunmuşlar; ihbar olunan ..."dan aldıkları borç para karşılığında dava konusu taşınmazdaki paylarını satış vaadi sözleşmesiyle geçici olarak ona devrettiklerini, davacının iyiniyetli olmadığını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Somut olaya gelince, davalılar cevap dilekçelerinde zamanaşımı itirazında bulunmuş; davalılar vekili de davanın zamanaşımına uğradığı, zira müvekkillerinin satış vaadi sözleşmesi yaptığı ..."ın taşınmazı teslim almamış olup on yıllık süre geçtikten sonra davacıyla satış vaadi sözleşmesi yaptığından söz ederek hükmü temyiz etmiştir. Bu durumda mahkemece, davalıların zamanaşımı itirazı göz önüne alınarak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilmek suretiyle eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.