Esas No: 2021/8440
Karar No: 2022/2887
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/8440 Esas 2022/2887 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/8440 E. , 2022/2887 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...
SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, kamu malına zarar verme, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, suça sürüklenen çocuk ... müdafii
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesi neticesinde;
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında uygulanan 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesinin, aynı Kanun'un 61/5. maddesi gereğince, yaş küçüklüğü nedeniyle indirim halini düzenleyen 31/3. maddesinden önce uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii ile suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesi neticesinde;
Suç tarihi itibarıyla 15-18 yaş arasında olan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 151/1 ve 31/3. maddeleri uyarınca mala zarar verme suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1e, 66/2. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan zaman aşımı süresinin, karar tarihi olan 12/05/2016 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
III-Sanıklar ..., ...; suça sürüklenen çocuk ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesi neticesinde;
İddianamedeki olayın anlatım biçimi ve uygulanması istenen yasa maddelerine göre; sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan 5271 sayılı CMK'nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığının anlaşılması karşısında; hükmün konusunun iddianamede gösterilen sevk maddeleriyle sınırlı olduğu gözetilmeden, dava konusu dışına çıkılarak 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine aykırı davranılması ve sanık hakkında TCK'nın 116/4. ve 119/1-c. maddelerine ilişkin iddianame tanzim edilmesi gerekirken ek savunma verilerek mahkumiyet hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii ile suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,
IV-Sanıklar ... ve ... hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesi neticesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Sanıkların hırsızlık amacıyla girerek demir korkuluklarına zarar verdikleri okulun TEV’e ait özel okul olduğu anlaşılmakla söz konusu okulun kamu malı olmadığı anlaşılmakla sanıkların eyleminin TCK’nın 151/1. maddesinde yer alan basit mala zarar verme suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,
2)Sanıkların işlediği hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının mağdurlarının farklı olduğu ve bu suretle uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil eden bir durum bulunmadığı görülmekle; hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ''etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile'' ibaresinin madde metninden çıkarıldığı, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek sanığın eylemine uyan 5237 sayılı 151. maddesinde tanımı yapılan mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre sanıklar ile özel hukuk tüzel kişisi olan mağdur arasında uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle, 412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.