2. Hukuk Dairesi 2015/5871 E. , 2015/6821 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 09.12.2014 gün ve 7060-25130 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 250.60 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 57.60 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi. 07.04.2015 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece, taraflar evlilik birliğinin sarsılmasında eşit kusurlu kabul edilerek, tarafların boşanmalarına, karşılıklı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı-davalı (kadın) lehine 400 TL tedbir, 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, tanık anlatımlarına göre, davacı-davalı (kadın)’ın “Talat” isimli şahısla telefonla uygunsuz saatlerde birden fazla görüşme yaptığı, “evlendiğine pişman olduğunu, kendisi ile evlenmesi halinde mutlu olacağını söylediği ve mahkemede yalancı tanıklık yapmasını istediği”, davalı-davacı (koca)’nın babası hastanede iken eşine destek vermediği, ailesinin yanına Konya’ya gittiği ve bir daha da dönmediği, davalı-davacı (koca)"nın ise ayrı ev açmadığı, davacı (kadın) ile yaşlı anne-babasına bakması için evlendiğini söylediği, evlilik süresince cinsel ilişkinin gerçekleşmediği, ancak davacı (kadın)’ın ilk gece birleşme konusunda istekli olmadığı, diğer günlerde ise davalı (koca)’nın babasının hasta olması ve yoğun bakımda yatıyor bulunması nedeniyle bu ilişkinin gerçekleşmediği, koca’nın doktor olması nedeniyle kadındaki vajinismus rahatsızlığının tedavisi ile de ilgilendiği anlaşılmaktadır.
Davacı tanıkları, davalının, müşterek konutun tadilatı bitinceye kadar davacının ailesi ile birlikte kalması gerektiğini bildiğini ve bunu bilerek evlendiklerini ifade etmişler, davalı tanıkları ise, davalının, davacı eşin babasının rahatsızlığına rağmen Konya’ya ailesinin yanına gittiğini, müşterek konutta tadilat olduğunu ve davacının babasının bu sırada rahatsızlık geçirmesi nedeniyle eşlerin davacının ailesi ile birlikte kaldıklarını, davalının “istemiyorum, gideceğim” diye kayınvalidesine bağırdığını, beyan etmişlerdir. Bütün bu açıklamalar ışığında davalı (kadın) daha ağır kusurlu olduğundan yoksulluk nafakası alamaz. Karar düzeltme talebinin kabulüyle kararın bozulması gerektiği görüşündeyim. Farklı düşünüyorum.