21. Hukuk Dairesi 2015/755 E. , 2015/10793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyreinde 25/08/1981-03/12/1982 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 25/08/1981 tarihi olduğunun tespiti ile davacının sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarihe göre tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabülü ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 26.08.1981 olmakla birlikte, 18 yaşını 01.01.1984 tarihinde doldurduğundan bu tarih olarak sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 31/08/1981 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 25/08/1981 tarihinde ... ünvanlı .... sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, davacının hizmet cetvelindeki bildirimlerinin 1982/1. dönemde başladığı anlaşılmaktadır.
Dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacının dava açma hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde korunmaya değer bir yararı olmalıdır. Hukuki yarar bir dava şartı olup, mahkeme dava şartlarını resen incelemekle görevlidir. Dava açılmasında korunmaya değer bir hukuki yarar yok ise, davanın bu yönden esasa girilmeden reddi gerekir.
Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Söileşme)"nin 6. maddesi ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü" nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kölüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır.
Ayrıca, 506 sayılı Yasanın 60/G maddesine göre, 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir. Başka bir anlatımla, 18 yaştan önceki süreler sigortalılık süresine sayılmaz ise de, prim ödeme gün sayılarının hesabında nazara alınır. Bu bakımdan, 18 yaştan önceki sürelerin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilmek üzere tesbiti gerektiği açıktır.
Somut olayda, davacı sigortalılık başlangıcının 25/08/1981 tarihi olduğunun tespiti ile sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarihe göre belirlenmesini talep etmiş ise de davacının 18 yaşından önce 1982/1. dönemde hizmet bildirimleri başladığından davacının sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarihe göre belirlenmesinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın davacının 18 yaşından önce 1982/1. dönemde hizmet bildirimleri başladığından davacının sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarihe göre belirlenmesinde hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.